Ona Flash TV'in haber bülteninde rastladım. Ekranda sadece yüzü görünüyordu: "En büyük hobilerim futbol ve golf oynamak, sörf yapmak ve dünyayı dolaşmak" dedi. Sonra kamera genel plana geçti. O sözleri söyleyen genç adamın kolları ve bacakları yoktu... Sonra görüntüleri ekrana taşındı. Golf sopasını ağzıyla tutup vuruşlar yapıyor, vücudunun alt kısmını kullanarak kaleciye penaltı atıyor, katlanmış bir havludan destek alarak, surf tahtasının üzerinde durabiliyordu. Adı Nick Vujijic'ti... Doğuştan kolları ve bacakları yoktu. Sadece sol uyluğunda iki ayak parmağı vardı. Bununla bilgisayar başta olmak üzere elektronik araçları kullanabiliyordu. Nick, çocukken bu durumuna dayanamayıp intihar etmeyi bile düşünmüş. Sonra o iki parmacığıyla hayata sıkı sıkı tutunmuş. Nick, şimdilerde 'yaşam gurusu' olarak, dünyayı dolaşıp umutsuz insanların yüreğine yeniden yaşama arzusu aşılıyor. Haberin içinde, verdiği seminerlerden bir bölüm de yayınlandı. Nick, sahnede kendini yere bıraktı. Yüz üstü yerde yatarken, konuşmasına devam etti: "Yere düştüğümde belki 100 kez deneyip başaramayacağım. Ama denemekten vazgeçecek miyim? Asla!" Sonra çenesini yerdeki bir kitaba dayayarak, bir hamlede 'ayağa' kalktı... İster fiziksel, ister ruhsal olarak, bir daha ne zaman düşersem, aklıma Nick Vujijic'i getireceğim... Çünkü ayağa kalkmak için insanın ayağa ihtiyacı olmadığını ondan öğrendim...