Adam huysuz, adam memnuniyetsiz, adam hem gıcık, hem ukala... Ama nedense ona büyük sempati duyuyorum. Kime mi? Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasının jüri üyesi Ali Taran'a... Öyle can alıcı sorular soruyor, safa yatıp öyle kinayeli eleştiriler yapıyor, tam zamanında o kadar zekice espriler patlatıyor ki, son zamanlarda yarışmayı yetenekleri görmek için değil, "Ali ne diyecek?" diye izler oldum. Ali Taran'ın neden bu denli başarılı bir reklamcı olduğunu da bu yarışma sayesinde anladım. Birincisi, kavrama yeteneği çok gelişmiş. İkincisi, çok net. Üçüncüsü, en çetrefilli konuyu bile üç kelime ile anlatacak kadar iyi bir iletişimci. Ayrıca sık rastlanmayacak bir mizah yeteneği ile donatılmış. Özetle, reklamcı olmak için yaratılmış... Yarışmada gözüme batan bir tuhaflığa da değinmek istiyorum. Jüri üyeleri kararsız kaldıklarında arkalarını dönüp seyircinin görüşüne başvuruyorlar. Özellikle de Acun, son sözü söylemesi gereken durumlarda hep seyirciden yardım alıyor. Peki o zaman sormazlar mı, "Madem tüm kritik kararları seyirci verecek, siz niye o koltuklarda oturuyorsunuz?" diye?