Bu hafta iki usta televizyoncuyu yürekten alkışladım. Biri, bölücübaşı Apo ile İmralı'da yapılan görüşmelerin detaylarını haber bülteninde vermeyi reddeden Uğur Dündar'dı. Tavrını son derece yerinde buldum. Zira bölücübaşının avukatları aracılığıyla verdiği tarihler, ültimatomlar ve hatta savurduğu tehditleri ülkenin en önde gelen televizyon ve gazetelerinde ayrıntılarıyla yayınlamak, bu ükeyi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekten öte bir anlam ifade etmiyor. Bu net tavırları nedeniyle Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil'i kutluyorum. Haftanın ikinci başarılı televizyoncusu ise Müge Anlı'ydı. Bir kez daha çok çetrefilli bir cinayet olayını, ısrarcılığı ve takipçiliği ile çözmesini bildi. Tabii ki emniyet mensuplarının özverili çalışmalarının da bu cinayetin çözülmesinde büyük katkısı var. Ama Müge her seferinde ekran başındaki insanlara bu ülkede adaletin er geç tecelli edeceğini hatırlatıyor, insanların hukuka duyduğu saygıyı, güveni tazeliyor. Bana göre Müge, özel bir inisiyatifin başında olmasına rağmen, bu ülkenin en verimli çalışan adli kurumu statüsünde... Uğur Dündar ve Müge Anlı... İnsanlarımız onları boşuna güven endeksi anketlerinin başına yerleştirmiyor...