Yetenek Sizsiniz Türkiye'nin seçmelerinde bir üst tura çıkmak, yetenekten ziyade, jüri üyelerinin inatlaşmasına bağlı. Acun'un beğendiğini Hülya Avşar beğenmiyor. Acun ve Hülya sırf "inat olsun" diye "Evet" ya da "Hayır" deyince ortaya tuhaf sonuçlar çıkıyor. Örneğin; 11 yaşındaki soliste alkış tutuluyor, 10 dakika sonra sahne alan 9 yaşındaki şarkıcı adayına "Ben senin annenin yerinde olsaydım, seni buraya göndermezdim" deniliyor. 11 yaşındakine 'kuzenleriyle birlikte geldiği için' vize veriliyor, 9 yaşında olan, yalnız sahneye çıktığı için eleştiriliyor. Çekişmeler, atışmalar sonucu bir de bakıyorsunuz ki hepsi birden çeyrek finalde... Neden? Çünkü jüri üyeleri inatlaşıyor da ondan... Bu arada Almanya seçmelerinde sahneye janjanlı bir şovmen çıktı. Hareketleri de, konuşması da, dansı da bir tuhaftı. Hani nasıl desem, sanki Ajdar, Almanya'da şube açmış gibiydi. Daha beşinci saniye dolmadan Hülya Avşar ve Ali Taran butona basarak, bu gösteriye daha fazla tahammül edemediklerini gösterdiler. Ama Acun cin fikirli bir televizyoncu olduğunu hemen gösterdi ve düğmeye basmayarak bu garip şovun devam etmesini sağladı. Salonda herkes ayağa kalkmış yeni Ajdar'ın doğumunu kutlar gibiydi. Acun, "Şimdiye kadar halkı eğlendiren bu kadar komik bir yarışmacı çıkmamıştı" diyerek, 'evet' kararı verdi. Hülya Avşar beşinci saniyede butona basmasına rağmen o da inat olsun diye Acun'a katılınca, bizimki çeyrek finale yükseldi. Acun, bu şovu 'komik ve eğlendirici' olarak niteledi. Ama unuttuğu bir şey vardı: Halkın adeta acıyarak gülümsemesi, dalga geçmek için kahkaha atması ile gönülden gülmesi arasında fark vardı. Komik olmak ile gülünç olmak farklıydı. Mizah için şov yapana komik, yaptığının komik olduğunu bilmeden ciddi ciddi sahne gösterisini sürdürene ise gülünç denilirdi!