NTV ve NTV Spor'un 2010 Avrupa Basketbol Şampiyonası sırasındaki "reklam bombardımanı" büyük tepki alıyor. Bununla ilgili ağır eleştiriler okuyorum. Evet, bence de hoş bir görüntü değil. Ama unutulmamalı ki, trilyonlar değerindeki spor yayınlarını reklam ve sponsor desteği olmadan halka ulaştırmak artık mümkün değil. Ticaret artık sporun vazgeçilmez bir parçası, hatta hayat kaynağı. Unutmayın ki, basketbol maçlarında artık "reklam molası" denilen bir uygulama var. Eğer iki takımın koçu da belli bir sürede mola almazsa, hakem "reklam molası" veriyor, ki sözleşmesi yapılan, parası ödenen reklamlar yayınlanabilsin. Yani demem o ki, statların, salonların "oda sıcaklığında" evlere servis edilmesinin bir bedeli var. Hazır söz NTV'nin basketbol yayınlarından açılmışken, gözlerimin ve kulaklarımın İsmet Badem'i aradığını da söyleyeyim. Güreşte Eşref Şefik, boksta Orhan Ayhan, futbolda Halit Kıvanç neyse, basketbolda da İsmet Badem o... Bir dönem Murat Murathanoğlu ile beraber oluşturdukları "Voltran" basketbol yayınlarına büyük keyif katıyordu. Kim bilir bu şampiyonada görev alsaydı, bizim köşemize ne ilginç notlar düşürecekti. Yeni yorumcu İhsan Bayülken'i kötülediğim filan yok. O da işini iyi yapıyor. Ama gönlüm ekranın en renkli kişiliklerinden İsmet Badem'in "badem" edilmesine razı değil...