Kanal D'nin yeni sit-com'u "Cuma'ya Kalsa" tuttu. Çünkü bir komedi dizisinin ekrana tutunması için gereken temel taşlar yerli yerine oturmuştu. Öncelikle senaryodan söz edelim: "According to Jim" dünya üzerinde en fazla ilgi gören komedi dizilerinden biri. "Cuma'ya Kalsa" bu dizinin Türk versiyonu. Aslında "According to Jim" daha önce başrollerinde Cem Davran ve Pınar Altuğ'un oynadığı "Deli Dolu" ismiyle çekilmiş ama ekran macerası uzun sürmemişti. Hep söylerim, yabancı komedileri Türkçeleştirmek yetmez, "Türkiyelileştirmek" gerekir. Senaryo ekibi bunu başarmış. Dizi, benzerleri gibi "buram buram Amerika" kokmuyor. Ayrıca oyuncu seçimi de son derece başarılı. Haluk Bilginer'in sitcom'lardaki başarısı zaten tartışılmaz. İnci Türkay'ın da Bilginer ile pas alışverişi mükemmel olunca zaten en büyük sorun çözülmüş oluyor. Ümit Erdim, bacanak rolünde harika... Pek çokları tarafından "en zayıf halka" olarak görülen Aysun Kayacı ise aklı bir karış havada kız kardeş rolüne "cuk" oturmuş. Zaten ben onun oyunculuğunu "Şeytanın Pabucu" filminde test edip, onaylamıştım. Doğru projelerde kullanıldığı taktirde Aysun'dan daha çoook iş çıkar. "Cuma'ya Kalsa"nın, vazgeçilmez dizilerin yer aldığı PT1 kuşağında değil de PT2'de yayınlanması da avantaj. Ama diziyi tutunduran en büyük etken, sadece 40 dakika gibi bir uzunluğa sahip olması. Aslında dünya ortalaması komedilerde 35 dakikayı geçmez. Yani komedi dediğiniz şey, "doyumluk" değil, "tadımlık" olmalı. Yoksa mideyi bozar. Bizim komedilerin en büyük dezavantajı, neredeyse bir buçuk saat olmaları. "Cuma'ya Kalsa" umarım dünya standardının yeniden yakalanması ve çalışanlar için işkenceye dönen ağır çalışma koşullarının "insani" düzeye çekilmesi için bir rehber olur.