Futboldaki çağdaş savunma sistemleri ortaya çıkmadan önce her takımın defansının arkasında "libero" denilen bir oyuncu bulunurdu. Görevi, defanstan seken ve tehlike yaratması muhtemel topları futbol deyimi ile "süpürmek" ti. Bir nevi "emniyet sibobu" yani... Ezel ile Ramiz Dayı'nın liberosu ise Tefo... Bir kez daha Ezel'in kendi kalesine gol atmasını engelledi. Ne yaptı etti, Ali'nin Bahar'a vermek istediği fotoğrafın, kıza ulaşmasını engelledi. Sonra da derin bir oh çekti. "Bravo sana Tefo... Bir kez daha tehlikeyi taç'a atmayı başardın" dedi kendi kendine... Tefo tehlikeyi savuşturdu da, Ezel cinsel ihtirasının kurbanı olup, Eyşan'la masa üstünde Bahar'a yakalandı. Ezel bu "masa başı" planları çok iyi yapıyordu ama galiba bu kez pantolon kemeri beynine dolanmıştı!.. Aslında oyunlarla, entrikalarla, sahte yüzlerle dolu bu hikayedeki tek gerçek ve günahsız karakter Bahar'dı. Adam öldürenlerin ellerini kollarını sallayarak dolaştığı, öldürmeyenlerin içeride tutulduğu bu adaletsizlik çemberinde zavallı Bahar hep "cezalandırılan" kişi oldu. İntikam için bu gariban kızı harcamaya değer mi be Ezel? Haydi çık bakalım şimdi işin içinden, çıkabilirsen... Yoksa... Yoksa... Bu da mı oyunun bir parçasıydı? Hadi canım, o kadar da değildir... Değildir, değil mi Ezel?