Dr. Ahmet Çakar için boşuna "televizyon için yaratılmış" demiyorum... En sıradan yorumu bile fantezilerle, müthiş teşbihlerle süsleyip öyle servis ediyor. Bu hafta da Fenerbahçe - Kayserispor maçının hakemi Yunus Yıldırım'la ilgili öyle tuhaf bir "karakter analizi" yaptı ki, ekrana öylece baka kaldım... Yunus Yıldırım'ın maçlarda bazen "takıldığını", onu maç içinde "reset'lemek" gerektiğini, hatta kenara çağırıp, "amonyak koklatmanın" faydalı olacağını söyleyen Çakar, atv'ye program yaptığı yıllarda bir akşam canlı yayın çıkışı, sunucu Ersin Düzen ve konuk Yunus Yıldırım ile beraber Küçükçekmece taraflarında bir işkembeciye gitmiş. O güne kadar Yunus Yıldırım'la hiç sohbet etmemiş, hiç yakından tanıma olanağı bulamamış. Çakar, önce Yıldırım'ın "katıksız bir Anadolu çocuğu" olduğundan, beyefendiliğinden v.s. övgüyle söz etti. Sonra da kendisi hakkında olumsuz fikre kapılmasına neden olan "gözlemini" anlattı. Yıldırım masada biber arıyormuş. Önce tuzluğa uzanmış, çorbasına serpmiş. Tuz olduğunu görünce biberliği almış. Bu kez çorbasına serpmeden önce avucunun içine dökmüş. Çakar, "Telegol" de dedi ki; "Bunu ilk seferde yapması lazımdı. Yani içinde ne olduğundan emin olmadığı tuzluğu çorbasından önce eline dökmeliydi. Ama tuzu önce çorbaya serpti, sonra biberliği alıp, eline döktü. Olmadı." Ne dersiniz? Merkez Hakem Komitesi bundan böyle maçlara hakem tayin ederken, adayları sofraya oturtup, tuz-biber testinden geçirir mi acaba?