Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Görmek istediğimiz hareketler

Yemekteyiz yarışması her zaman olduğu gibi tartışılmaya, eleştirilmeye devam ediyor. Ama görünen o ki, insanlar ne kadar eleştirse de bu yarışmayı izlemekten kendilerini alamıyorlar. Bu haftanın yarışmacıları da kendilerini önceden iyice bilemişlerdi. Keskin eleştiriler, laf sokmalar birbirini izledi. Kendisini usta, diğerlerini "çırak" görüp, yemek dersi vermeye kalkanlar mı istersiniz, cebinden mercek çıkartıp, çatal-bıçak takımı üzerindeki çizikleri inceleyenler mi? Yarışmadaki şu "sürpriz" faslını ise bir türlü anlayamıyorum. Bizim adetlerimizde yemekten sonra misafirleri "eğlendirmek" gibi bir zorunluluk yoktur. Ama "televizyonun gereklilikleri" hayatımıza böyle bir şov soktu. Millet artık birbirine misafirliğe giderken yanına saz heyeti, dansöz filan da almak zorunda!.. Bugüne kadar en sevdiğim "sürpriz" ise çarşamba akşamı yarışmacı Şükriye Hanım'ın evinde gerçekleşti. Ressam olan Şükriye Hanım, yemekten sonra konuklarına "ebru sanatından" örnekler verdi. Hatta misafirler onun sayesinde ebru yapmayı bile öğrendiler. Örf, adet ve gelenekleri erozyona uğratmakla eleştirilen bir programın, en eski Türk el sanatlarından birini tanıtması çok hoşuma gitti doğrusu. Keşke her hafta unutulmaya yüz tutmuş sanatların ya da zenaatların tanıtılması bir "Yemekteyiz" geleneği haline dönüşse...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA