Bilgisayar teknolojisinin ve grafik animasyonların son dönem filmlerine egemen olmasını ve sinemanın giderek ruhunu yitirip, "mekanik" bir hale dönüşmesini hep eleştirdim. Çekim teknikleri ne kadar mükemmel olursa olsun, görsel efektlere sırtını dayayan, "masa başı" filmler beni bir türlü cezbetmedi. Herkesin yere göğe sığdıramadığı "Avatar"ın ilk 15 dakikasından sonra salonun tavanındaki kaplamaları saymaya başlamamın nedeni de buydu. Oyuncu gerçekten oynuyor mu, yoksa o mimikler yüzüne 3D tekniğiyle mi yerleştirilmiş, bilemedikten sonra ben ona nasıl "sinema" derim ki? Bunca yıllık meslek yaşamımda Akademi jürisiyle ilk kez hemfikir oldum. Bana göre de "Avatar" tüm Oscar'ları silip, süpürecek bir "film" değildi. Yaşasın "gerçek" sinema sanatı!..