Önce siyah zemin üzerine beyaz harflerle RTÜK'ün "uyarı metni" dizildi ekrana... "Güzel Haberler programının 15 Ekim 2009 tarihinde yayınlanan bölümünde çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimine zarar veren yayınlar yapıldığı ve bu yayının çocukların ekran başında bulunabileceği bir saatte yayınlandığı için ilgili programın uyarılmasına..." Ardından Müjde Ar ve Önder Açıkbaş geldiler ekrana ve "kaldıkları yerden" devam ettiler: İlk konu, Taksim'de yılbaşı eğlenceleri sırasında yaşanan tacizlerdi. Müjde Ar konuyu "Pandik Vakası" nitelemesiyle ekrana taşıdı ve çağrıda bulundu: "Buradan çağrı yapıyorum. Gelecek yıl yerli ve yabancı hiçbir kadın Taksim'e çıkmasın. Tacizciler birbirlerini parmaklamak zorunda kalsın!.." Ardından güvenlik noktalarında insanları çırılçıplak gösteren yeni X-Ray cihazları yorumlandı. Müjde Ar, "Eğer bu cihaz kullanılmaya başlanırsa biraz daha toplatırım oramı buramı ki, görenlerin morali bozulmasın. Bir de beni görecek memurun erkek ve yakışıklı olmasını isterim" dedi. Önder Açıkbaş'ın ise daha ilginç bir talebi vardı: "Konsolosluk benim elimden tutsun. Ben Amerika'da havaalanı güvenlik görevlisi olarak çalışmak istiyorum. Yol parası versinler ve Bağ-Kur'lu yapsınlar yeter, başka bir şey istemem..." "Aşk-ı Memnu" dizisinde Bihter ile Adnan Bey'in sevişmesi konusu açıldığında Müjde Ar'dan yine çarpıcı bir yorum geldi: "Bihter herkese dağıtıyordu, nihayet sıra kocası Adnan'a geldi. Adnan sonunda bir iş çıkardı. Bakıyorum da, hem de bayağı iyi iş çıkarmış. Arada yastık filan da görmüyorum bu sefer..." Gecenin en anlamlı yorumu ise Önder Açıkbaş'tan geldi: "Bakar mısınız ya, artık dizilerde kadının kocasıyla yatağa girmesi haber oluyor!.." Evet, "Bülbülün dili belası" demişler. Müjde Ar'ın, "Haydi Gel Bizimle Ol"dan bu yana ekranda söyledikleri yüzünden başı beladan kurtulmuyor. Buna rağmen, kimi zaman sınırları zorlasa da, en "cesur" yorumlar, en "net" mesajlar, en köşeli "eleştiriler" Müjde ve arkadaşlarından geliyor...