Bugün hızımızı almışken, sinemadan devam edelim. "Medyatik" in kulisinde Yılmaz Erdoğan'la sohbet ediyorduk. "Yahu..." dedi bir ara, "Nedir benim bu James Cameron'dan çektiğim?" Şaşırarak, "Hayrola üstat?" dedim. Anlattı: "Vizontele'nin gösterildiği tarihte adam sinemanın en etkileyici yapıtlarından biri olan Titanic'i vizyona sokmuştu. Bizim film, gişede bu devle boğuşup, durdu. Şimdi tam Neşeli Hayat'ı gösterecekken, bu kez de karşımızda James Cameron'ın dev filmi Avatar vizyonda. Adam bizi mi kolluyor ne?.." Yılmaz, kahkahalarımızın şiddetini arttıran yorumlarını sürdürdü: "Malum, bizim film hayatın içinden bir öyküyü anlatıyor. Sessiz sedasız, naif bir film. Yan salonda muazzam ses efektleri ve gümbürtüleriyle Avatar oynuyor. Filmin bütün gürültüsü, bizim Neşeli Hayat'ın gösterildiği salondan duyuluyor. Yine de gişeden memnunum. Seyircilere sesleniyorum, Neşeli Hayat'a da gidin. Avatar'ın tam yanında..." Bu arada Yılmaz-Belçim Erdoğan çiftinin dünyaya yeni gelen oğulları Rodin bebeğe ailesiyle birlikte mutlu, sağlıklı, huzurlu bir yaşam diliyorum. Halden anlayan Rodin, zamanlamasıyla da beni mutlu etti. Zira o gece "Medyatik"in her reklam arasında Yılmaz, Belçim'i arayarak, "Programın bitmesine az kaldı. Ne olur ben gelmeden doğurma" deyip, duruyordu...