Her pazar olduğu gibi haftanın "Kurtlar Vadisi" kritiğini yapmadan, geçmeyelim: Öncelikle söylemeliyim ki, Elif Öğretmen'in dizideki geleceğini karanlık görüyorum. Sezon başında Hatice Şendil'in diziden ayrılacağı yolunda pek çok söylenti çıkmıştı. Ama iki başrol oyuncusu Necati Şaşmaz ve Hatice Şendil arasındaki gönül ilişkisinin evlilik arifesine varması nedeniyle buna pek ihtimal vermemiştim. Ancak son bölümlerdeki gelişmeler bu "uzak" ihtimali yeniden akıllara getirdi. Ebru Öğretmen, babasının katili Abdülhey'e silah çekti. Büyük olasılıkla iki testiden biri kırılacak... Bu arada uzun süredir Ebru ile ilgilenmeyen, evi otel gibi kullanan Polat'ın, çocuğu olacağı haberini alır almaz birdenbire karısına ilgi göstermeye başlaması da özellikle kadın izleyiciler arasında Polat'a yönelik bir "güven sorunu" yaratabilir. Zira kadınların en nefret ettikleri şey, erkeğin gözünde sadece bir "kuluçka makinesi" olarak görülmektir!.. Gelelim diğer mevzulara: Memati'nin, kafasına bir şarjör kurşun boşaltarak, intikamını aldığı Kibritçi Cevat'ı bu kez "garanti olsun" diye kendi elleriyle gömmesi de ilginçti. Ama pek çok izleyici gibi ben de bu defin sahnesi sırasında Kibritçi'nin bir ara nefes aldığını fark ettim. İster misiniz, yanan odadan kurtulduğu gibi bu kez de iki bölüm sonra üzerindeki toprak kıpırdasın ve bizimki yine diriliversin? Zaten Memati de mezar çukurunu en fazla 50 santim derinliğinde açabilmişti. Olur mu olur yani!.. Diğer yandan Erkin Türk adlı okurumuzun dizideki bir detayla ilgili kafasına takılan soru da ilginç. Şöyle demiş okurumuz: "Bu Kurtlar Vadisi Pusu senaristleri çok unutkan galiba... Kurtlar Vadisi Gladio filminde İskender'in babasının adı Musa, doğumu ise 1955'di. Ama dizinin 75'inci bölümünde Abdülhey'in elindeki dosyada İskender'in babasının adı Osman, doğum tarihi 1964 olarak görünüyor." Bu arada Polat'ın "vefasızlığı" da Kurtlar Vadisi fanatikleri arasında eleştiri konusu olmaya devam ediyor. Hani insan bir kerecik de olsa Duran Emmi'nin, Çakır'ın, Seyfo Dayı'nın, Aslan Bey'in adını anmaz, mezarını ziyaret etmez mi? Haydi diyelim ki memleket meseleleri ile uğraşmaktan vakti yok, hiç olmazsa yurtdışında yaşayan kızkardeşi Safiye'yi bir kez olsun telefonla aramaz mı?