Ünlü reklamcı Ali Taran, "Yetenek Sizsiniz Türkiye" jürisinde görev aldığından beri popülerliğini artırdı. Pek çok kişi onu bu sayede tanıdı. Ali Taran ismini önümüzdeki günlerde daha sık duyacağız. Zira ünlü reklamcı, senaryosunu yazıp, yönettiği bir filmle 11 Aralık'ta izleyicinin karşısına çıkacak. "No Ofsayt" adlı film, futboldan ofsayt kuralının kaldırılması için dünya çapında kampanya başlatan bir vatandaşın sıradışı öyküsünü anlatıyor. Şov dünyasının pek çok ünlü isminin de konuk sanatçı olarak rol aldığı film, yakında vizyona girecek. Ancak dikkat ediyorum da Ali Taran, iki haftadır "Yetenek Sizsiniz Türkiye" yarışmasına, göğsünde filmin logosunun yer aldığı tişörtle çıkıyor. Bana göre bu haksız rekabet ve gizli reklama girer. Ayrıca oylamada en fazla "Hayır" diyen de Ali Taran. Öyle ki, adı şimdiden "Mister No"ya çıktı bile. Acaba bunu da filmin "No Ofsayt" olan ismini pekiştirmek adına promosyon amaçlı mı yapıyor? Haksız rekabet ya da gizli reklam, adı ne olursa olsun, bu konudaki mevzuatı en iyi bilen kişi olması gereken Ali Taran'ı "ofsaytta" yakalamak da biz televizyon yazarlarına düşer!.. Hazır söz reklamdan açılmışken, sevgili Acun Ilıcalı'nın "reklam yıldızına" dönüşmesinin, ona antipati olarak geri döneceği kaygısını da dile getirmek istiyorum. Acun, ünlü firmaların trilyonluk kampanyalarında boy gösteriyor. Ayrıca hazırladığı programlarda neredeyse her 20 dakikada bir "tanıtıcı reklam" başlığı altında tanıtım yapıyor. Tamam, televizyonculuğun omurgası reklamdır. Ekranın ünlüleri de kaçınılmaz olarak kampanyalarda yer alır. Ama benim tanıdığım, sevdiğim Acun, yaptığı işte "parayı" en son düşünür. Sevgili kardeşimi, halkın nazarında giderek "paragöz" duruma getiren bu "aşırı reklam bağımlılığı" konusunda uyarmak istedim.