Yarın, Türkiye'de radyo yayıncılığının başlamasının 82. yıldönümü kutlanacak. Ancak bu kez TRT'nin girişimiyle bu "resmi" kutlamanın içine tüm özel radyolar da dahil edilecek. TRT radyolarının yarın gün boyunca gerçekleştirecekleri ortak canlı yayına özel radyolarda DJ olarak görev yapanlar da katılacak ve programlarını, özel konukların da katılımıyla TRT frekanslarından dinleyicilerine sunacaklar. 6-10 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak Radyo Günleri kapsamında ayrıca çeşitli ülkelerden gelen radyocular da TRT'nin yayınlarına katılacaklar. Bendeniz de bu etkinliğe naçizane omuz vermek maksadıyla yarın öğle saatlerinde sevgili dostum Mansur El Sabah'ın sunuculuğunu üstleneceği öğle kuşağında TRT radyolarından iki kelâm etme fırsatı bulacağım. Her yıl bu tarihlerde Marmara Adası'nda geçirdiğim çocukluk günlerimin anıları canlanır. Bir memur ailesi olarak en büyük lüksümüz, odanın ortasında yanan kuzinenin (bir nevi soba-fırın karışımı) etrafına toplanıp, Radyo Tiyatrosu'nu dinlemekti. Küçücük bir çocuk olarak radyoda dinlediklerimi hayalimde canlandırmama, kuzine alevlerinin duvarda oynaşan yansımaları yardımcı olurdu. Benim gördüğüm ilk tiyatro perdesi, işte o duvardı... "Efekt: Korkmaz Çakar... Seslendiren: Ertuğrul İmer..." Bu anonsla başlardı evdeki müthiş tiyatro... Bir saat boyunca evin her ferdi gözlerini duvara daldırıp, "kendi tiyatrosunu" seyretmeye koyulurdu... O günlerin içimde kalan tortusundan mıdır bilinmez, yıllar sonra gazetecilik kariyerimin ilk adımlarında kendimi yine radyoların orta yerinde buldum. 1990'lı yılların ortalarında Türkiye'nin bayide satılan ilk radyo dergisinin hazırlayıcısı oldum. (Adı, Dalga FM'di.) O dönemlere damgasını vuran özel radyoların kapatılmasını önlemeye yönelik "siyah kurdele" kampanyasını başlatan yayın olmuştuk. Otomobillerin antenlerine takılan o siyah kurdeleleri gördükçe, nasıl da kasım kasım kasılmıştım... Beyazıt Öztürk hatırlar mı bilmem? Henüz mikrofon başında bıyıkları yeni yeni terlemeye başlarken, ilk röportajını o dergiye vermişti. Cem Ceminay'dan o dergide "ABD'den bir DJ geldi ki müthiş" diye söz etmiştik... Hey gidi günler... Hey gidi radyo günleri...