Yaprak Dökümü'ndeki aile, köşkte yaşamasına rağmen yokluk çekiyordu. Önce 'tarihi eser sayıldığı için restore edilmeden satılamaz' diye bir bahane bulunup, aileye aylarca eziyet çektirildi. Sonradan köşk satışa çıkarıldı ve el değiştirdi. Ali Rıza Bey, oğlunun 120 bin liralık borcunu ödeyebilmek için satışa razı olmuştu. Şimdilerde bakıyorum, Üsküdar'da iki odalı mütevazı bir daire arıyor. Güvendiğim birkaç emlak danışmanı ile görüştüm; "Beylerbeyi civarında böyle bir köşkü kaç liradan satabilirsiniz?" diye sordum. "Bir buçuk milyon liraya hemen elimi öpene satarım" dediler. "Bir ay beklersen 2 trilyona müşteri bulurum" diyen bile oldu. Oğlanın borçlarıyla birlikte genel masrafları da düşersek, Ali Rıza Bey'in elinde nereden baksanız 1 milyon 350 bin lira para kalacak. Peki ya bu sefalet halleri niye o zaman? Sanırım bizim saf Ali Rıza Efendi'yi bu kez fena kazıkladılar. İyi ki kaymakamlıktan emekli olmuş. Vali filan olsaydı, o şehir elden giderdi alimallah!..