BU başlığı Star'daki Şampiyonlar Ligi'nin sona ermesi üzerine attım. Sezon boyunca yorumcu İlker Yasin hakkında köşemize ulaşan eleştirilerin sadece küçük bir bölümünü bu sütunlara yansıttığım için "geçmiş olsun" dileğim öncelikle Yasin mağdurları içindir. Ama kim ne derse desin, ben bir televizyon yazarı olarak İlker Yasin'siz bir futbol sezonu düşünemiyorum. Köşemize katkılarından dolayı Allah, Yasin'den razı olsun!.. Chelsea ile Manchester United arasındaki maçı Ertem Şener anlattı, İlker Yasin yorumladı. Sıra penaltı atışlarına geldiğinde Şener büyük bir kadirşinaslık örneği vererek, mikrofonu ağabeyi ve müdürü İlker Yasin'e bıraktı. Bunlar "sahalarda görmek istediğimiz" hareketlerdi. Geri kalanı ise Yakından Kumanda için yine "vazgeçilmez malzeme" oldu. Anlatım sırasındaki sayısız hata, dil sürçmesi ve "düzeltmeyi" bir kenara koydum. İşte eleğin üzerinde kalan iri taşlar: İlker Yasin maçın 115. dakikasına girilirken "Futbolseverler bu karşılaşmayı D Smart 5. kanalda HD teknolojisi ile izleyebilir" dediğinde ben de içimden "Sabah-ı şerifler hayır olsun" dedim! Ertem Şener, Chelsea kalecisi Petr Cech'nin kafasındaki koruma aparatı için "Bu aksesuara ne gerek var?" dedi ama sanırım ünlü kalecinin 7 ay önce kafatasının çatladığını ve doktor tavsiyesi ile bu kaskı takmak zorunda olduğunu unutmuştu. Futbolcuların maç içinde kat ettiği mesafeleri analiz ederken uzunluk ölçüsü birimlerini sürekli birbirine karıştıran İlker Yasin en sonunda şöyle deyiverdi: "Cole 11480 metre koşmuş. Rooney ise 12560, yani 2 buçuk kilometre daha fazla!.." Sanırım İlker Yasin gençliğinde maça gitmek için matematik derslerini fazlaca kırmış! Bunlar işin "gırgır" tarafları... Hakikate gelince: İlker Yasin ile spikerler Sabri Ugan, Ertem Şener, Gökhan Telkenar ve Emre Tilev başta olmak üzere yönetmeninden, muhabirine, kameramanından teknik ve idari personeline kadar Şampiyonlar Ligi heyecanını sezon boyunca odalarımıza taşıyan herkese teşekkürler...