Gazetenin üçüncü sayfasında iki sütunluk minicik bir haber: "Üzerine televizyon düşen minik Zehra öldü..." "Acaba ben mi yanlış hatırlıyorum, yoksa üzerine televizyon düşmesi sonucu ölen çocukların sayısı mı arttı?" diyerek arşivde kısa bir araştırma yaptım. Sonuç korkunç: 12 Mayıs 2008: Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 4 yaşındaki Zehra, üzerine televizyonun devrilmesi sonucu hayatın kaybetti. 20 Şubat 2008: Giresun'un Bulancak ilçesinde 2 yaşındaki Hilal bebek, devirdiği televizyonun altında kalarak yaşamını yitirdi. 4 Temmuz 2007: Kayseri Bünyan'da 4 yaşındaki Sudenaz, televizyonun altında kalıp, öldü. 28 Haziran 2007: İzmir Karşıyaka'da 2 yaşındaki Emirhan üzerine televizyon düşmesi sonucu hayatını kaybetti. 11 Aralık 2007: Bursa Yıldırım mahallesinde 1 yaşındaki Dilara açmaya çalıştığı televizyonun üzerine devrilmesi nedeniyle öldü. 13 Mart 2007: Bursa'da 4 yaşındaki Neşe Nur televizyonun altında kalarak can verdi. 13 Aralık 2006: Altınşehir'de 4 yaşındaki Samet'in akıbeti de ne yazık ki aynı oldu. 12 Ekim 2007: Adana Yeniyurt'ta üzerine televizyon devrilen 3 yaşındaki Remzi ağır yaralandı. 18 Nisan 2008: Sivas Şarkışla'da 3 yaşındaki M.B. üzerine televizyon düşmesi nedeniyle yaralandı. Bunlar medyaya yansıyanlar. Bir de haber olmayan vakaları ekleyin. Tablo tek kelime ile ürkütücü... Bu ülkenin ekran karşısındaki çocukları sorumsuz yayıncılık anlayışı nedeniyle zaten ruhen büyük bir tehdit altındaydı. Belli ki buna bir de televizyonun "fiziki" tehdidi eklenmiş. Bu sütunlarda hep yazdım. Dedim ki, "Küçük bir çocuğu televizyonlu odada yalnız bırakmak, yanan soba ile baş başa bırakmaktan daha az tehlikeli değildir..." Ama benim kastettiğim; televizyonun, miniklerin ruhsal gelişimine olumsuz etkileriydi. Gördüğüm kadarıyla ortada daha büyük bir problem var. Çocuğunu televizyonun önüne "park ederek" işine gücüne bakan ebeveynler aslında evlatlarına bakıcı olarak bir "canavar" seçtiklerinin farkında değiller. Bu arada televizyon üreticilerinin de bu konuda önlem almaları şart. Malum, televizyonların boyutlarının büyümesi ve buna rağmen cazip kampanyalar nedeniyle neredeyse her eve girmesi, "evdeki tehlikeyi" de büyütüyor. Hele minicik bir ayağın üzerinde duran kocaman televizyonlar çocuklar için büyük tehdit oluşturuyor. Sadece bir buçuk yıl içinde 9 çocuk, üzerlerine düşen televizyonlar nedeniyle yaşamlarını yitirmiş ya da ağır şekilde yaralanmışlar. Yukarıdaki acı liste, başta anne babalar ve televizyon üreticileri olmak üzere hepimize "gecikmiş" bir mesaj iletiyor. Umarım bu dehşet listesi bir kaç küçük canı kurtarır.