Samanyolu TV'nin yeni dizisi "Kollama" nın son günlerin aktüel konusu Ergenekon'a bakışını önceki gün Sabah'ın ikinci sayfasında haberleştirmiştim. Dizide yer alan bazı diyaloglar da son derece ilginçti. Bugün sıra onlarda:
* Yakının kaybeden polis memuru, mezarlıkta sabahlar. Komiser arkadaşı gelip, onu tekmeyle dürterek uyandırır. Polis memuru "Niye dürterek uyandırdın beni? Mezarlıkta uyuduğum için mi?" diye sorar. Arkadaşı yanıtlar: "Hayır, yüzüstü uyuduğun için dürttüm..." Bu diyalog, yüzüstü uyumanın günah olduğu mesajını vermektedir.
* İki türbanlı genç kız bir mağazada kendilerine başörtüsü beğenmektedir. Biri, arkadaşını uyarır: "Bence daha sade bir şey seçmelisin. İnancımız gereği başımızı örtelim. Ama bunu yaparken şık ve sade olalım, dikkat çekmeyelim." Kız, arkadaşının uyarısına uyup, sade bir model seçer.
* Ergenekon benzeri Volkan adlı gizli örgütün lideri rüşvet ve şantajla emir kulu haline getirdiği bir gazete yöneticisi ve bir TV haber müdürünü karşısına alıp konuşur: "Tanrı'ya inanan bir insan olsam ondan deprem yapmasını isterdim. İsterdim ki, şu İstanbul'da 1-2 milyon kişi ölsün. Halk güçsüz kalsın. Kaos çıksın. Bir dilim ekmek için birbirlerini öldürsünler. İşte o zaman bizim gizli güç örgütlerimiz ortaya çıksın. Ve ülkenin idaresini ele alalım. Devlete el koyalım. Bunu isterdim Tanrı'dan. Keşke olsaydı da isteseydim ondan. Ya da elimde olsa yerin 50 kilometre altında mı neredeyse o faya dinamit yerleştirir, kırardım. Yeter ki kaos olsun..." Bu arada TV haber müdürü lafa girer: "Efendim zaten halka korku salan deprem haberleri verdiriyoruz bültenlerde..." Lider sert çıkar: "Bunları bana anlatma. Bu kuş gribi, Çin gribi bizim psikolojik harbimiz zaten. Oturup 3 milyon kişinin depremde ölmesini bekleyecek halimiz yok. O depremi senin gazeten, senin de haber bültenin yapacak!.." Bu konuşmadan da "Deprem ve kuş gribine karşı önlem alınması gerektiğini içeren haberlere aldanmayın" gibi son derece tehlikeli bir mesaj çıkıyor.