Varoşların ekonomik zorluk içinde inleyen sıradan insanları, en özel aile sırlarını son zamanlardaki gündüz kuşağı programlarında "kamuoyunun tartışmasına" sunmuşlardı. Üvey babasından cinsel taciz gören, kaynanasından dayak yiyen, kaçtığı adam evli çıkan ne kadar "kader kurbanı" varsa, üç paraya ekranlara sökün etmişti. Aile mahremiyetinin ekranda iyi reyting aldığını görenler, fazla düşünmeden "Doğruların Zamanı" nı Show TV ekranlarına sürüverdiler. Sunuculuk için de "Acı var mı acı?" sloganıyla "didikleyici gazetecilik" örneğini yıllardır başarıyla uygulayan Reha Muhtar'ı tercih ettiler. Program öncesinde bu sütunlarda Türk televizyon izleyicisinin genel alışkanlıkları hakkında az çok fikir sahibi olan bendeniz, "Yeni TV fenomenine hazır olun" demiştim. Çünkü bizim millet başkasının sırrını, açığını öğrenmeye bayılırdı. "Duvara bardak dayayarak komşuyu dinleme" en önemli Türk icadı değil miydi? Program, tahmin ettiğim gibi ilgiyle izlendi. Ağızdan ağza dolaştıkça, "Doğruların Zamanı"nın reytinginin nasıl fırlayacağına önümüzdeki haftalarda hep birlikte şahit olacağız. Yarışma, "ne kadar itiraf, o kadar para" mantığına dayanıyor. Ama para kazandıkça yakınlarınızın sevgisini, güvenini kaybetme riskiniz var. Adama nişanlısının önünde soruyorlar: "Hiç sevgilinin bir arkadaşına duygusal yakınlık duydun mu?" Adam 5 milyar uğruna "Evet" diyor! Bir başka genç "Babamın işinde çalışmaktan nefret ediyorum" diyor. (Bu arada baba, dudağında yapıştırma bir gülümseme ile aslında dudaklarını ısırıyor) Adama "Nişanlının ailesini seviyor musun?" diyorlar. Bizimki tam yanıt verecek, annesi fren butonuna basıp, soruyu iptal ediyor. Diğer gence kız arkadaşının önünde soruyorlar: "Hiç yıkamadan iç çamaşırını üst üste 5 gün boyunca giydiğin oldu mu?" Genç, yutkunuyor, kızarıyor, bozarıyor... Hani "kirli çamaşırları ortaya dökmek" denir ya, bundan alâsı olamaz... Benim asıl merak ettiğim ise bu yarışmadan sonra sevgililerin arasında aşk kalıp kalmadığı ya da aile üyelerinden evi terk eden olup olmadığı... Zira asıl "haber" olan, yarışma sonrasındakiler... Bence bu yarışma, ekrandaki "satılık, kelepir aile sırları" döneminin zirve noktasını oluşturuyor. "Doğruların Zamanı" yarışmasında mücadele etmek için binlerce kişinin kuyrukta beklediğini biliyorum. Nasıl beklemesinler ki? Çocuğunu ya da böbreğini satmak için gazeteye ilan verenlerin ülkesinde, bir kaç "ikinci el" aile sırrını pazara çıkarmışsın, çok mu?!?!