Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Hülya ile Asena ekranda İbo'yu çekiştirdi

Hülya Avşar'ın TürkMax'taki programına konuk olan Asena adeta ilmek ilmek çözüldü. Programda ilk kez "üç kişi birden" yer aldı. Avşar ve Asena görünenlerdi. Görünmeyen konuk İbrahim Tatlıses'in ise bol bol kulakları çınlatıldı.

"DAYAĞI DAHA ÖNCE YEDİM"
Avşar'ın ilk soruları "dayak" üzerineydi. "Şu benzincideki dayak görüntülerini unutamıyorum" diye söze girince, Asena ilk bombaları patlattı: "Aslında orada dayak yiyen ben değildim. İbrahim bir adamı hırpalıyordu ama kamera açısında adam benim arkamda kaldığı için ben dayak yiyormuş gibi görünüyordum. Oysa ben dayağı bir hafta önce yemiştim zaten... Ama altta da kalmam yani..." Asena'nın bu sözlerine şaşıran Hülya Avşar, "Nasıl yani? Karşılık verdin mi?" diye sorunca Asena anlatmaya devam etti: "Tabii... Ben hiçbir zaman sümsük bir kadın olmadım ki... Bazen o haaayt deyince ben de ona patlatıyordum. Çivisi çıkmıştı artık yani..." Avşar'ın, "İbrahim Tatlıses ekranlarda senin için ağladı. Peki ne yaptın da bu adamı kendine bu kadar aşık ettin? Belki de dövdüğün içindir" esprisine Asena da katıldı: "Evet ya, biliyorsun bazı insanlar vardır dövdükçe..."

DIŞARIDA HANIM EVDE KÜÜT!

Programın ilerleyen dakikalarında Hülya Avşar ile Asena arasındaki sohbet şöyle gelişti: ASENA: Bir gün bir gazeteciyi aradım. Dedim ki, "Yahu bir gün de Türkücü İbrahim Tatlıses'in Dansöz Sevgilisi Asena yazmayın. İbrahim Tatlıses'in Sevgilisi Asena yazın... Zaten İbrahim Bey de bana dansöz denilmesinden hoşlanmazdı. Dansöz kelimesinden nefret ederdi. Oryantali tercih ederdi. AVŞAR: Bir de İbrahim Bey senden bahsederken hep "Asena Hanım" ya da "Hanımefendi" derdi. Orada "Hanımefendi", sonra eve gidince küüttt! (Kahkaha atıyor) ASENA: Ama evde bana "Asena Hanım" demezdi zaten. Hani ayda yılda bir evde karşılaştığımız zamanlar var ya, işte o zaman bana "Aşkım" ya da "Bebeğim" derdi. Ben de "Kim öğretti sana bu sözleri, hangi kadın?" derdim.

"CAMİA"DAN AYRILMAK
Asena, Tatlıses'in etrafındaki diğer kadınları ise şöyle anlattı: "Ben onun ilişkilerini hiç sorgulamadım. Diğerlerini de gazetelerden öğreniyordum. Ben onunla gazeteye çıktıktan sonra hemen diğerleri de başlıklara çıkıyordu. Bir sene sonra uyandım ben. Çünkü bana 'Salak' diyorlardı. Sonra işler karıştı. Ben 'Nasıl çekilirim bu CAMİADAN' diye düşünmeye başladım." (Israrla vurguladığı "Camia" sözüne kendisi de çok gülüyor)

GÜL DÖKMÜŞ YOLLARINA

Sohbetin "İbrahim Tatlıses Romantizmi" bölümü de çok renkliydi: ASENA: İbrahim romantik bir insandı. Çok romantikti, çok... AVŞAR: (Şaşkın bir ifadeyle) İbrahim Tatlıses?.. Romantikti?.. İbrahim Tattlıses'ten mi bahsediyorsun? (Bu arada kaşını- gözünü de oynatıyor) Evet duygusal bir insandı ama romantik miydi acaba? Bu konuşmadan sonra Asena, İbrahim Tatlıses'in bir dargınlık sonrası evine giden yola nasıl gül yaprakları döktüğünü anlattı: "Bizim eve doğru giden bir yokuş var. Bir gün bir de baktım yolda gül yaprakları. Biri düşürmüş, ezmiş sandım önce... Ama baktım ki bizim kapıya kadar gidiyor. Evin dışı tamamen gül yaprağı ile kaplı... Nasıl girmişlerse, eve girip odalara da gül yaprağı dökmüşler. İbrahim Bey yaptırmış. Peki ben ne yaptım? Telefon açıp, 'Sen nasıl böyle yaparsın? Yazık değil mi o kadar güle, paraya?' diye sorun çıkardım. Bir de işe giderdim mesela... Bana bir oda verirlerdi. Odaya girip bir de bakardım ki İbrahim orada oturuyor. Benden önce gitmiş, sürpriz yapmak için. Bir keresinde de midemi üşütmüştüm. Hiçbir şey yiyemiyordum. Yediğim bir tek çikolata markası vardı. Onu bulup getirtmiş yurtdışından... Ben İbrahim'i alıp, lunaparka bile götürdüm. Salıncaklara bindik. Sonra bir gün motorla karşıya geçirdim, Sarıyer otobüsüne bindirdim. Öylece karşılıklı oturduk otobüste..."

"İSTESEM ONU KULLANIRDIM"
Asena, İbrahim Tatlıses'i şöhreti, parası için değil insani özelikleri için sevdiğini anlatırken de şunları söyledi: "Ben onu çözdüm ve bundan rahatsız oldu. Hiçbir sevgilisi alınmasın ama ben onu sadece İbrahim olarak sevdim. Tatlıses'i hiç düşünmedim. Ben ona insan gözüyle baktım. Bir gün 'Her şeyi bırak, buralardan gidip başka bir yerde yaşayalım' bile dedim. Aslında isteseydim onu madden ve manen çok güzel KULLANIRDIM. Eğer o zihniyette biri olsaydım tabii... Para, şöhret onda. Kimse böyle bir adamı bırakmak istemez. Demek ki benim kriterlerimde bunlar yok. Zannediyorlardı ki ben o dönemde bir elim yağda bir elim balda yaşadım. Ayrıldığımız gün Maliye'yi göreve çağırdım mal varlığımı incelemeleri için. 'Bu adamdan bir kuruş menfaatim olduysa, işimi bırakırım' dedim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA