Ünlü reklamcı ve yapımcı Alinur Velidedeoğlu'nun Michigan'da doğduğunu, 35 milyon dolarlık bir servete sahip olduğunu ve pek yakında bu servetini 10'a katlayacak bir proje üzerinde çalıştığını, şöhretini, kariyerini ve servetini televizyonun siyah-beyaz döneminde bankalar için yaptığı ilk grafik- animasyon reklamlara borçlu olduğunu, evinin tüm tavanlarının kendi hakkında çıkan gazete haberleri ve makaleleri ile kaplı olduğunu, kasaplarda görmeye alışkın olduğumuz çelik buzdolabı kapılarının kullanıldığı bir gardırobu bulunduğunu ve bununla birlikte 3 buluşunun uluslararası patenti olduğunu, gardırobunda sadece siyah takım elbise ve beyaz gömlek bulundurduğunu, evinde Pop-Art akımının öncüsü Andy Warholl'a ait 6 orijinal eser bulunduğunu, garajında Range Rover ve Mercedes'in son modellerinin yanı sıra antika meraklılarının ağızlarını sulandıracak dev bir klasik Amerikan otomobilleri koleksiyonu barındırdığını, özel yapım 1983 model Harley Davidson motosikletini evinin salonunda sakladığını ve her sabah karşısına geçip, bir heykel gibi bu makineyi seyrettiğini, kendi kurduğu uydu TV ağıyla tüm yerli televizyon kanallarını ABD'deki Türkler'in emrine sunduğunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum ve elin Discovery Channel kanalında geçen pazar günü yayınlanan "Dünyanın En Zenginleri" belgeselinden öğrendim. Velidedeoğlu, programın sonunda şöyle diyordu: "İstediğim her şeye sahibim. 7-8 milyon dolar daha kazansam nasıl harcayacağım ki? Bundan sonraki yaşantım buna yetmez. Bu nedenle hatırlanacak bir şeyler yapmaya uğraşıyorum..." Her saniyesi ilginç bir belgeseldi. Bugüne dek Velidedeoğlu'nu "ıskalayan" tüm röportajcıların, belgeselcilerin, biyograficilerin kulaklarını çınlattım...