İlk IMAX sinema deneyimimi önceki akşam İstinye Park'taki AFM sinemalarında yaşadım. Will Smith'in "I'm Legend" (Ben Efsaneyim) filmini altı katlı apartman yüksekliğindeki dev perdede muhteşem görsel ve işitsel teknoloji eşliğinde izledim. Film; klişe bir konuyu, bilgisayar teknolojisi yardımıyla gerilim ve aksiyon sosuna bulayarak servis ediyor. Ama IMAX teknolojisi insanı öyle bir sarıyor ki, gerilim sahnelerinde tırnaklarınızı koltuğa batırmadan duramıyorsunuz. IMAX, tam 2 buçuk milyon dolarlık projeksiyon makinesinin de içinde bulunduğu bir "robot oynatıcı" sistemi. Bir kez düğmeye basıldı mı, salonun ışıklarının sönmesinden, müziğin açılıp kapanmasına ve anonslara kadar her şey otomatik olarak yapılıyor. Yani bu salonda kimsenin "Makiniiiiist seees" filan diye beyhude yırtınmasına gerek yok. Çünkü ortada makinist yok! AFM Yönetim Kurulu Başkanı Adem Akdemir'den gösterim öncesinde bu teknolojiyle ilgili bilgi aldım. IMAX oynatıcısının 12 bin watt'lık ampulü, uzaydan görülebilen tek insan yapımı ışık kaynağı. 35 milimetrelik normal film karesinin 2 katı büyüklüğünde bir filme çekiliyor. Bu nedenle film makaraları, vinçle kaldırılacak kadar büyük. Salonun perdesi de aynı oranda ihtişamlı. Gümüş kaplı dev perde Kanada'da imal edilmiş ve büyük bir özenle Türkiye'ye getirilmiş. Görüntü, bu üstün teknoloji sayesinde izleyeni adeta içine alıyor. Ve bir de yeni haber: İstinye AFM'de çok yakında 14 metrelik dijital perdede HD teknolojili naklen maç gösterimi başlayacak. Bunun için Digitürk ile AFM el sıkışmış. İlk gösterim için şimdiden yerimi ayırttım. Sanırım perde gibi zevkten dört köşe olacağım.