İKİ Aile'yi keyifle izlemeye devam ediyorum. Bu diziyi tercih etmemin pek çok nedeni var. Birincisi; şiddetten, acıdan, hastalıktan reyting sağmayan ender dizilerden biri olması. İkincisi; "aile"nin ne demek olduğunu, usul usul, insanların gözüne sokmadan, adeta oya gibi işleyerek anlatması. Oyunculuklar ise mükemmel. En genç oyuncudan, ulu çınar Tekin Akmansoy'a kadar herkes dizinin setine sanki yüreğini sermiş. Emre Kınay ile İclal Aydın arasındaki uyum her bölümde daha da artıyor. Hem aralarında çok iyi paslaşıyorlar hem de bu pas alışverişini izleyiciye hissettirmeden yapıyorlar... Dizinin duygusal sahneleri de sanki imbikten süzülmüş gibi. Öyle rafine, öyle duru ve abartısız ki, sizi kolayca içine çekiyor. İki hafta önce evin büyük kızı ABD'ye gitmeye karar verdiğinde ev sakinleri onu ne kadar sevdiklerini anlatan bir kısa film hazırlamışlardı. Ailenin topluca bu filmi izlediği sahne, bana göre sezonun en duygusal, en nahif kareleriydi. Diziye yakın durmamı sağlayan bir başka etken de derimizin altına doğru, hissettirmeden, zarifçe Türk Sanat Müziği zerk ediyor olması. Seçilen eserler pek çoğumuzun kulağının aşina olduğu, unutulmaz şarkılar olunca, İki Aile'yi izlemek benim gibi Türk Sanat Müziği severler için iki kat zevkli hale geliyor. Bu arada Emre Kınay, ilk kez geçen hafta pikabında çaldığı bir şarkıya sesiyle eşlik etti. Bana göre ses rengi, söyleme tekniği, usül ve makam bilgisi şu anda sahne alan pek çok şarkıcıdan daha iyi. Kendisine naçizane tavsiyem; Türk Sanat Müziği'ne bu yakınlığının sadece "hobi" düzeyinde kalmaması...