Fox'un ana haber bülteninde izledim. Amerikan helikopterleri Irak'ta gece operasyonu yapıyorlardı. Pilotlar termal kamera ile tespit ettikleri kişileri -ki asker mi sivil mi oldukları belirsizdi- makineli tüfek ateşiyle biçiyorlardı. Önce "hedef" belirleyip, birbirleriyle haberleşiyorlardı. Sonra "hedefleri" paylaşıyorlardı. Artı işareti, "hedeflerin" üzerine gelince, tetiğe basıyorlardı. Gecenin karanlığında beyaz lekeler gibi görünen insan siluetleri, açılan ateşle sağa sola savruluyor, sonra hareketsiz kalıyorlardı. Ve, ve... Pilotların kahkahaları... Öldürüyor ve gülüyorlardı. Kahkahalarla... O kahkahalar ki, kurşunlarından daha çok acıtıyordu yürekleri... Bir savaş filminde görmüştüm. Sanırım, Müfreze'ydi. Bu kez Vietnam'daydı Amerikan helikopterleri. Filonun pilotları klasik müzik dinliyorlardı sonuna kadar açılmış müzik tesisatından... Aynı zamanda aşağıdaki Vietkong direnişçilerine ölüm kusuyorlardı ağır makineli tüfekleri ile... Ve gülüyorlardı... Kahkahalarla... 30 sene sonra olduğu gibi... Eminim, oyun gibi geliyordu onlara... Zira Apache pilotlarının ABD üssündeki eğitimlerini izlemiştim bir belgeselde. Sanal tanklara, kamyonlara, insanlara ateş ediyorlardı simülasyon kabininin içinde. Kafalarındaki düşünce tek tipti: "Beyaz siluetlerin üzerine artı işareti gelince kırmızı düğmeye bas..." Ama bu bir video oyunu değildi. Savrulan her beyaz siluetin karşılığı puan hanesine yazılacak bonus olmuyordu. Ve sona eren hayatlar için "game over" yapılamıyordu ne yazık ki... "Acaba..." diye geçirdim içimden, "...acaba o pilotlar daha sonra olay yerine iniyorlar mı? Ne yaptıklarını görüyorlar mı? O beyaz siluetlerin aslında parçalanmış insan cesetleri olduğunu, başlarında yetim çocukların ağladığını biliyorlar mı? Bilseler, görseler, kahkaha atarlar mı?.." Sonra aklıma bizim Mehmetçikler geldi... Çanakkale Savaşı'nda düşman siperine el bombası yerine elindeki peksimetin yarısını atan... Yaralı Yeni Zellandalı'nın başını dizine yaslayıp, çatlamış dudaklarından aşağı matarasındaki son bir kaç yudum suyu boşaltan... Güneydoğu'da vurduğu teröristi 10 kilometre sırtında taşıyıp, sağlık ocağına yetiştiren Mehmetçik... O Mehmetçik ki hem kahramanlığın hem de "insanlığın" adıydı. Coni'yi soracak olursanız........ Sormayın en iyisi...