ARKADAŞIM sabah dokuz buçukta nefes nefese aradı: "Saadet Partisi, Papa'nın gelişini protesto mitingini yanlış zamanda yaptı. Aslında şimdi yapsa, 10 bin kişi değil, 5 milyon İstanbullu'yu miting meydanında toplardı..." Bizimki anlattı... İstanbul Emniyet Müdürü ve Büyükşehir Belediye Başkanı'nın çağrısına uyup, otomobilini parkta bırakarak Bostancı'daki evinden Okmeydanı'ndaki işyerine toplu taşıma araçlarını kullanarak gitmek istemiş. Deniz otobüsüne binmiş. Sonra hafif metro hattıyla Taksim'e ulaşmış. Ama o da ne? Taksim'de bir tane belediye otobüsü yok!.. Gördüğü bir komisere "Ben Okmeydanı'na toplu taşıma araçlarıyla nasıl gideceğim?" diye sormuş. Komiser, "En iyisi siz yürüyün" demiş. Bizimki o rüzgarlı ve soğuk havada titreye titreye Taksim'den Okmeydanı'na yürümüş... Bana "Asıl dönüşü düşünüyorum. Çünkü iskeleye duyuru asmışlar. Deniz otobüsleri 16.00 ile 21.00 arasında çalışmayacakmış" diyordu çaresizlik içinde... Yahu güvenlik için alınan tüm önlemleri anladım da deniz otobüsü seferlerini niye iptal ettiniz? Papa Hazretleri, Patrikhane'den ayrılışında Lüfer gezi teknesiyle Kanlıca'- da yoğurt yemeye mi gidecek? Oldu olacak toptan sokağa çıkma yasağı ilan etseydiniz de İstanbullu yollarda telef olmasaydı. Eminim dünkü çileyi çeken İstanbullular şöyle düşünüyordur: "Ne olur bir dahaki sefere Papa zahmet buyurmasın, biz Bartholomeos'u da alıp, Vatikan'a geliriz. Böylesi daha az eziyetli ve çok daha az maliyetli olur..."