Serhat Ulueren, Telegol'de patlattığı bomba ile bir kez daha spor gündemini değiştirdi. Serhat bu köşede haberciliğinden dolayı pek çok övgü aldı. Ama bu Telegol'ün ilk şike iddiası değildi. Çok daha önemli belgelere dayalı iddialar bu programda gündeme gelmesine rağmen kimse üzerine alınmadı ve iddialar sadece birer "iddia" olarak kaldı. Bu kez de farklı bir uygulama olacağını sanmıyorum. Lig TV ise şike iddialarına konu olan 2000-2001 sezonundaki Fenerbahçe-Samsunspor maçını çarşamba akşamı baştan sona yayınlayarak iddiaların kamuoyu tarafından yeniden mercek altına alınmasına yardımcı oldu. Maçı spor yazarı şapkamla izledim. Bütün tarafsızlığımla söylüyorum ki, bu maçta şikenin "Ş"si yok. Nasıl olsun ki? İlhan Mansız ile Mustafa Doğan her pozisyondan sonra yumruklaşıyor. İlhan her hava topunda zaten kaburgasından sakat olan Rüştü'nün böğrüne böğrüne yükleniyor. Tümer kendisine faul yapılan pozisyonlarda hakeme sarı kart gösterilmesi için adeta yalvarıyor. Baidoo yere düşen Revivo'nun kafasına (bilerek yada bilmeyerek) basıyor. Kafası yarılan Revivo maça bandajla devam ediyor. Samsunsporlu Ali Akdeniz maçın ilk golünü atıyor. (Şike olsa niye atsın ki?) Ayrıca gol öyle defans hatasından ya da şansın yardımıyla filan atılmış bir gol de değil. Ali önce üç Fenerbahçeli'yi çalımlıyor, ardından köşeye çakıyor. O, sakinliğiyle tanıdığımız Ertuğrul Sağlam bile maç 1-1'ken Johnson ile yumruklaşıyor. Serhat bir pozisyonda düştükten sonra topsuz alanda yerde yatarken tekmeleniyor. Evet, ortada bir "teşvik" durumu olabilir. Ama galiba "yenilmek" için değil... Bu arada hazır futbol gündemi "ahlaksız teklif" iddiaları ile çalkalanırken, televizyon yapımcıları uyumasın. Futbol piyasasını mercek altına alan, ahlaksız bindirmelerin konu edildiği Bindir Gece dizisi çekiliversin!..