Günlerdir ana haber bültenlerine, gazete sayfalarına konu oluyor. Amerika'da bir televizyon kanalı, çocuk pornosu düşkünlerine bir tuzak hazırlamış. Muhabirler internetteki chat odalarına girip, kendilerini 13 yaşında bir genç kız olarak tanıtmışlar ve erkek müsvettesi bu rezilleri bir eve davet etmişler. Ökseye takılanlar arasında kimler yoktu ki... Bilgisayar mühendisleri, öğretmenler, hatta karısı Irak'ta askerlik yapan bir yaz bekârı... Çoğunluğu büyük servet sahibi olan bu adamlar, villaya lüks otomobilleriyle geldiler. Karşılarında 13 yaşındaki gençkızı oynayan sivil polis memurunu gördüklerinde pek heyecanlandılar. Kız, onlara telefonla davette bulunurken "Yanınızda mayolarınızı getirin, havuza, jakuziye de gireriz" demişti. O nedenle ellerinde birer çanta tutuyorlardı. Bazıları da kartvizit gibi önceden çıplak resimlerini kıza göndermişlerdi. Adamlar villadan içeri girdiklerinde kızla muhabbete başladılar. Ama sonra karşılarında televizyon kanalının muhabirini bulunca başlarına nasıl bir çorap ördüklerini anladılar. Tam villadan uzaklaşmaya çalışırken bu kez karşılarına polisler çıktı ve kelepçeler vuruldu. Medya, polisle işbirliği yaparak çocuklara musallat olan bu yaratıkları teşhir etmekte bir sakınca görmemişti. Üstelik bu olay, medyanın sert kanunlar ve etik kurallarla çevrelendiği, özel hayatların basın karşısında neredeyse tel örgülerle koruma altına alındığı ABD'de cereyan ediyordu. O Amerikan televizyonları ki, sokakta çekim yaparken caddeden geçen otomobillerin plakalarını bile mozaikleyecek kadar hassastı. Ama konu çocuk istismarcıları olunca, kimsenin gözünün yaşına bakmadılar. O vicdansızları, bir zamanlar vahşi batıda at hırsızlarını katran ve kuştüyüne bulayıp sokaklarda dolaştırdıkları gibi teşhir ettiler. Eminim ki medyanın bu tavrı, etkili olmuştur. İstismarcıların tamamının olmasa da pek çoğunun gözü korkmuş, hevesi kırılmıştır. 5 yaşındaki bir çocuk gibi, ellerini ilk kez yakan sobadan uzak durmayı öğrenmişlerdir belki de... Türkiye ne yazık ki çocuk pornosunda ve çocuk istismarında hepimizin yüzünü kızartan "birincilik" yaftasını boynunda taşıyor. Şimdi görev; bizim televizyoncularımızda. Artık Arena mı olur, Objektif mi, Deşifre mi, Haber Özel mi? Yoksa hepsi ortak mı hareket eder, orasını bilemem... Ama bir "teşhir operasyonu" da, aynı göğün altında aynı havayı soluyor olmaktan iğrendiğim şu bizim şerefsizlere lâzım!..