Show TV'nin yazlık yarışması "Süper Models"i zaman buldukça izlemeye çalışıyorum. Tatil dönüşü, aklımı meşgul eden bir soruyu yapımcı Pelin Akat'a sordum, "Adaylar arasında tadilatlı olan var mı?" diye. Pelin zekidir, neyi sorduğumu hemen anladı. "Kızlardan biri dışında estetik müdahale görmüş olan yok. Zaten 'adaylar estetiksiz olacak' gibi bir koşul da öne sürmemiştik. Hatta bazılarını 'ileride şurasını estetikle düzeltebiliriz' deyip, öyle yarışmaya aldık..." Gelelim, yarışmayla ilgili olarak zihnimi kurcalayan bir başka konuya... Malum, oyuncuların, şarkıcıların halk oyuyla seçilmesine artık alıştık. Ama benim mantığım, mankenlerin halk oyuyla seçilmesini kabul etmiyor. Çünkü sulu magazin programlarını ve açık saçık dergileri bir kenara koyarsak, manken ve modeller halkın "tükettiği" nesneler değil. Sinemaya gidersiniz, televizyon dizisi izlersiniz, albüm alıp, dinlersiniz... Ama çoğunluk, koluna bir arkadaşını takıp, "Haydi gel bugün defileye gidip, manken izleyelim" demez. Dünyada mankenler ve modeller "halka" değil, "firmalara" dönük hizmet sunarlar. Onları seçmek de tamamen "profesyonellerin" işidir. Ama bizde mankenler genelde "magazin malzemesi" olarak kullanıldıkları için "seçimleri" de farklı olabiliyor. İşlerini dürüstçe yapan manken ve model arkadaşlarımı tenzih ederek, acaba seçici jüride bir magazin programı yapımcısı, bir magazin dergisi yayın yönetmeni, bir-iki de playboy olsa acaba gelecekteki kariyerleri için daha mı "faydalı" olurdu diye düşünüyorum.