Tatildesiniz ama bir yandan da uyanır uyanmaz iş yerinize ait e-postalarınızı kontrol ediyorsunuz. Kaldığınız otelde kablosuz internet yoksa veya dağın tepesinde cep telefonunuz çekmiyorsa telaşlanıyorsunuz. Telefonunuzun pili azalmışsa huysuzlanıyor, ofiste değilseniz işlerin ters gideceği endişesi taşıyorsunuz. Bunların hepsi, cep telefonu bağımlılığının yarattığı "sürekli erişilebilir" olma" stresinin tipik işaretleri. BBC'nin haberine göre akıllı telefonlar birçoğumuz için, kapanıp rahatlamamıza ve kendi pillerimizi şarj etmemize izin vermeyen ceplerimizin tiranları haline dönüştü. Birçok gözlemci, bu sendromdan giderek daha fazla kaygı duymaya başladı. Coventry Üniversitesi Psikoloji, Davranış ve Başarı Araştırma Merkezi'nde görevli endüstriyel psikolog Dr. Christine Grant, "'Sürekli erişilebilir olma' kültürünün olumsuz etkileri, zihninizin hiçbir zaman dinlenemiyor olması, dolayısıyla da sürekli stresli olma halidir" diyor. Akıllı telefonların sayısı arttıkça, kullanımımıza sunulan verilerin sayısı da bir o kadar artıyor. Bu durumun 'karar verme felci' yarattığı belirtiliyor.