Türkiye'nin ilk halka açık şirketlerinen biri olan Bandırma Gübre Fabrikaları (BAGFAŞ) parmak ısırtan uygunlukta aldığı yatırım kredisiyle mart ayında yeni bir yatırıma girişti. Bagfaş Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Kemal Gencer, Sabah Gazetesi Yazarı Şelale Kadak'ın A Haber'de hazırlayıp sunduğu İş'te Hayat programında yeni yatırımı ve finans kuruluşlarına verdiği cevabı anlattı...
Türkiye'nin en büyük gübre üreticisi haline geleceğiniz son yatırımınız ne aşamada?
Bagfaş, yeni fabrikaların temelini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla mart ayında attı. Bandırma Gübre Fabrikası 50 yıldır Türk çiftçine fosfatlı gübre üretiyordu. Şimdi aldığımız kararla da Türkiye'de bir ilk olarak, granül stabilize amonyum nitrat ve granül kalsiyum amonyum nitrat tesisini kuruyoruz. Böylece hem fosfatlı hem de nitratlı gübreleri üreteceğiz.
Halihazırda bu gübreler Türkiye'de olmadığı için ithal ediliyordu. Bu yatırım cari açık sorununu gidermeye katkı yapacak diyebilir miyiz?
Tabii ki. 40 yıl önce de amacımız buydu. Çünkü Türkiye o zaman bütün gübrelerini ithal ediyordu. Bagfaş Türkiye'nin ilk özel sektör gübre kuruluşudur. Ben yurtdışında kimya okudum. O yıllarda memleket açısında öğrendiğimiz 3 cari açık konusu, petrol, öğrenci dövizi ve gübre döviziydi. Tarım geçmişte çok önemli bir sektördü. Bugün de öyle.
Kurduğunuz fabrikadan söz eder misiniz? Özellikleri nedir?
Bagfaş'ı kurduğumuz zaman Türkiye ye gelen gübreler toz gübreydi. Şeker tozu gibiydi. Biz ilk granül tesisleri kurduk. Çiftçi nereye attığını daha kolay biliyordu bu gübrelerle. Şimdi tabii artık makineleşti. Gübre atımı aletlerle yapılıyor. Onun için taneli gübre tercih ediliyordu. Gübre granül olduğu zaman saklaması daha kolay oluyor. Nasıl bunları ilk defa Bagfaş ürettiyse, şimdi Türkiye'de ilk kez bu ölçekte nitratlı gübre üreteceğiz. Aşağı yukarı 660 bin tondan söz ediyoruz.
GEÇMİŞTE, 'SİZ İYİSİNİZ AMA' DİYORLARDI
Türkiye'ye ve size güvenip verdiler bu kredileri herhalde?
Bir çok faktör aynı anda üst üste çakıştı ve biz de ondan istifade ettik. Bagfaş çok istikrarlı bir şirket. Alman ekolü tek iş kolunda çalışmış olmaya sıcak bakar. Gübreci olması önemli. İkincisi de projeyi beğendiler ve sonunda aslında iş dönüp dolaşıp ülkeye geliyor. Cari açık, dış ticaret açığı gibi şeylere bakıyorlar. Neticede deniyor ki "Sizin bu şartlarda projeniz çok güzel. Size de inanıyoruz." Geçmişte diyorlardı ki "Sizin şirketin durumu iyi ama ülkenin durumu pek istikrarlı değil." Son zamanlarda böyle bir durum söz konusu değil. Ülkenin yatırım yapılabilir olması, projemizin gücü böyle bir krediyi almamıza vesile oldu. Tabii bu arada dünyanın en büyük gübre ihracatçısı şirketleri de bu gübreyi hemen satın alma konusunda iyi niyet mektubu verdiler.
TÖRENDE BAZILARININ KULAĞINI ÇINLATTIM
Türkiye'yi yatırım yapılabilir bulmayan kuruluşlara törende bir cevap verdiniz sanki...
Bu işlere tek tek bakmamak lazım. Bazen tek bakmak lazım, bazen toplu. Bazen ayrıştırıp bakmak lazım. Neticede itibariyle finans kuruluşları Türkiye'ye daha seçici bakmalı. Bazı derecelendirme kuruluşları afaki bir şekilde Türkiye'nin puanını düşürdü geçmişte. Bir takım değerlendirmelerde bulundu. Oysa biz krediyi çok çabuk aldık. Bizim toplantımız yarım saat sürdü sürmedi. Abartmayayım ama fazla zorlanmadık. O nedenle bazı kuruluşların kulağını çınlatmaktan kendimi alı koyamadım açılışta.
ÜRETMEDEN İHRACAT BAĞLANTISI YAPTIK
Yeni tesisisin üretiminin ne kadarı Türk çiftçisine, ne kadarı ihracata?
Üretimimizin yaklaşık 200 bin tonunu 3 yıl süreyle ihraç etmek üzere dünyanın en büyük şirketlerinden biriyle anlaştık. Gene bir başka şirketle 200 bin ton için anlaşmak üzereyiz. Şimdi 400 bin ton ihracat söz konusu olunca, şöyle bir durum ortaya çıktı. Bizim çiftçimize bu granül gübreden kalmayacak mı? Kalacak tabii ki. Biz 600 bin ton üreteceğiz. Aşağı yukarı 200 bin tonu da Türkiye'de kalacak ama bu gübre mevsimsel kullanılan bir ürün. Dolayısıyla burada en önemli konu tesisi yüzde 100 kapasiteyle çalıştırmak ki fiyatta da çiftçimize destek olalım, fiyatlar düşsün.
GÜBREYE VERİLEN DÖVİZ 1.5 MİLYAR $
Türkiye'ye ne kadar gübre ve hammadde ithalatı var?
Fosfatlı ve nitratlı gübre 5 milyon ton civarında kullanılıyor yılda. Türkiye'deki kapasite bu açıdan yeterli hatta biraz fazla ama fosfatlı gübrelerin ana hammaddeleri Türkiye'de doğru dürüst üretilmiyor. Nitratlı gübrede ise 400 ile 600 bin ton arası talep var ve bunun aşağı yukarı değeri 300 milyon dolar. Türkiye'nin genelde kimyevi gübreye verdiği döviz aşağı yukarı 1.5 milyar dolar. Gübrede bizim bütün hammademiz dışarıdan geliyor.
TARIM ARAZİLERİ KÜÇÜLÜYOR
Tarım arazilerinin geleceği konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
Tarım arazileri ne yazık ki tüm dünyada düşüyor. 2040'da şimdikinin yarısı kadar olacak deniyor. Verimin artması çok önemli. Bir de tabii tarım alanlarının kıymetinin bilinmesi lazım. Eskiden Türkiye bunun önemini çok daha iyi biliyordu, şimdi sanki biraz bilinmiyormuş gibi geliyor insana. Bu konuda ziraatçilerin, ilgili kuruluşların biraz kıpırdaması lazım. Nitekim duyuyoruz. Çinliler mesela Ukrayna'da tarımsal ana girdi ekimi yapmak için arazi satın alıyor.