İnşaat sektörünün önemli firmalarından biri olan Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya SABAH Gazetesi Yazarı Şelale Kadak'ın aHaber'de yayınlanan İş'te Hayat programına konuk oldu. Dumankaya, A'dan Z'ye sektörü anlattı...
Kentsel dönüşüm aslında gündemdeki en önemli konu. Siz ne düşünüyorsunuz?
Kentsel dönüşüm, devleti, vatandaşı, üniversiteleri yani herkesi ilgilendiren ciddi bir sorun. Biz olayın sadece bir parçasındayız. 500 milyar dolarlık bir dönüşüm. 29 yılda harcanacak bir rakamdan bahsediyoruz. Bizim olası depreme hazırlıklı hale gelmemiz gerekiyor. İstanbul'da Allah göstermesin şu halimizle depreme yakalansak, risk çok büyük. Bu konuya ideolojik tartışmaların dışına çıkıp, gerçekten bir vatanseverlik boyutuyla bakmak gerekiyor.
Siz akıllı evler konusunda da projeler yapıyorsunuz. Türkiye'nin bundan kazancı ne olacak?
Türkiye'nin önemli bir cari açık sorunu var ve bu kolay kolay çözülemiyor. Bu açığın önemli bölümü enerji ihtiyacından kaynaklanıyor. Enerjinin en çok harcandığı yer ise yüzde 65 ile konutlar. Akıllı evlerle enerji tasarrufunu konutların içerisinden yapabiliyoruz.
İŞİMİZ ARTIK MAÇO DEĞİL FEMİNEN
Yeni yapılan konutlar nasıl?
Bizim işin eskiden sert görünümü vardı. Artık gayrimenkul geliştirenler maço değil feminen olmaya başladı. Yani firma daha duyarlı olmalı ki, müşterinin ihtiyacını önceden keşfedip, ona iyi hizmet verebilsin. Müşteri karşısında bükülebilen firmalar olmamız gerekiyor artık. Biz artık bir sosyolog gibiyiz. Pazarlama mantığını bilmemiz gerekiyor.
O halde Türk insanının değişimini izliyorsunuz?
Tabii ki... Müthiş bir değişim var. Dünyada da Türkiye'de de. İnsanlar çok hızlı değişiyor. 18 yaşında değil, 30 yaşında evleniyorlar. Kadınlar iş hayatının içinde. Boşanmalar arttı. Daha uzun yaşanıyor. Mesela yaşlı bakımı şu anda Avrupa'nın sorunu. Çift kapılı evler yapabilir miyiz diye düşünülüyor. Anne ve babanın ayrı girdiği ve beraber yaşanılan evler üzerinde çalışıyorlar.
İnşaat şirketlerinin de projelerinin de sayısında müthiş artış sizi rahatsız etmiyor mu?
Türkiye'de 150 bine yakın firma var. Yani bir eczacı olmak için 4 yıl üniversite okuyorsunuz, bir berber olmak için berber kalfalığı gerekiyor. Ama Türkiye'de müteahhit olmak için bir kriter yok. İnsanlardan para toplayıp proje yapıyorum diyebilirsiniz. O nedenle işini iyi yapanlarla yapmayanların ayrılması lazım. Standartların belirtilmesi lazım. 150 bin firma olmaz. Almanya'da 40-50 firma var. Ekonomisi bizim 4-5 katımız. İyiyle kötü ayrılmalı.
Markalılar batmıyor
İnşaat pazarı şu anda ne durumda peki?
Türkiye'de batanlar oldu ama bakın 2008 krizi olmasına rağmen markalı üretim yapanlara birşey olmadı. Hiçbirisi projesini geç teslim etmedi. Hatta sektörde erken verme modası var. Herkes onun için çabalıyor.
Şu anda kaç proje yapıyorsunuz? Bu yıl ne kadar büyüyeceksiniz?
Biz şirket olarak şu anda yaklaşık 14 projeyi aynı anda yapıyoruz. Bu projelerin hepsi de İstanbul'da. Bu yıl yüzde 45 büyümeyi hedefliyoruz. Geçen yıl ise yüzde 40 büyümüştük. Yani yüzde 5'lik bir artış sağlayacağız.
Eylül yılın en iyisiydi
Sektör ne kadar büyüyecek, siz ne kadar büyüyeceksiniz peki?
Bu yıl zaten Türkiye ekonomisi son çeyrekte fena gitmiyor. Eylül iyi gitti. Hatta yılın en iyi ayıydı. Yurtdışı satışların çok önemli katkısı oldu. Mütekabiliyet kanunu ciddi anlamda olumlu yansıdı. Bu ayki satışlarımız yüzde 50'lere çıktı. Büyük talep oldu. Gezi olayları sırasında haziran ayında geçici de olsa satışlar ciddi anlamda düştü. Biz de ondan çekinip biraz bütçelerimizi kıstık. Ama şimdi çok iyi gidiyor. Türkiye'nin çok büyük bir potansiyeli var. Yeter ki siyasal istikrarını koruyabilsin. Onu koruyabilirse, ekonomik istikrar korunur ve gelişmiş 10 ülke arasında belki de 2023'ten önce varabiliriz.