Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yapılanmasını sürdüreceğini belirterek, ''Türkiye'de şu anda 2000 tane yatırımın realize edilmiş 71 tane yatırımın şu anda hukuk tarafından durdurulduğunu söylemem lazım. Bunların önemli bir kısmı yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı yatırımlardır. Burada herhangi bir yanlışlık yok mu? Söylemlerimizi örtüştüren bir yanı yok mu? Burada bir sıkıntı var. Bunu hep beraber giderebiliyor olmamız lazım'' dedi.
Yıldız, Sektörel Fuarcılık tarafından düzenlenen ICCI 2012–18. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, dünyada özellikle BP'nin yayınladığı en son yayında OECD ülkelerinin 2035 yılına kadar yapacakları yatırımların dünya büyüme hızında çok ciddi bir rakam oluşturmadığını, ama OECD dışındaki ülkelerin dünyanın büyümesiyle alakalı birçok büyüklüğü etkileyecek kapasiteye ulaştığını söyledi.
Yıldız, 5,6 milyar ton eşdeğer petrol civarındaki 2010 yılı kullanımının 2030 yılında 5,8 milyar ton eşdeğer petrole ulaşabileceğini, ama OECD ülkesi dışındakilerin 6,4 milyar ton eşdeğer petrol civarındaki toplam talebin 10,9 ton milyar ton eşdeğer petrole ulaşabileceğini kaydetti.
Bu yaklaşık yüzde 69'luk büyümenin, dünya ortalama büyümesinin yüzde 40'lar civarında olacağını gösterdiğini, bunun aynı zamanda enerjide rekabet edecekleri ülkelerin sınıflandırılmasını ve pazar açısından da bakıldığında sanayicilerin ne tür pazara hitap edecekleri açısından da enteresan sonuçlar doğurduğunu söyledi.
''Tarifelerde yapılan yeni düzenleme''
Yıldız, en son doğalgaz ve elektrikteki tarife düzenlemelerinin enteresan sonuçları ortaya çıkardığını, bir kısmının kamuoyu tarafından algılandığını, bir kısmının ise algılanmaya devam ettiğine işaret ederek şunları söyledi:
''Bunlardan biri Türkiye'de TL cinsinden 2008 Aralık ayındaki fiyatlara henüz ulaşamamış olmasıdır. Doğalgaz fiyatları bugün 24-25 Nisan itibariyle dahi Aralık 2008 fiyatlarına TL cinsinden ulaşamamış olmasıdır. Global krizin dünyada oluşturduğu tesir ve enerji kalemlerinde dalgalanmalar henüz stabil hale gelmiş değildir. Son bir yıl içinde bölgemizde Arap Baharıyla gelen yüklerin de buna artı katkı koyduğunu söylemeliyim. Şu anda ihracatımız önemli bölümünü teşkil eden AB üyesi ülkeler nezdindeki rekabet gücüne baktığımızda, doğalgaz hala Avrupa'daki en ucuz ikinci ülkedeki konumunu korumaktadır. Türkiye bunu ne ile hak etmektedir? Bir doğalgaz ülkesi midir? Burada doğalgaz mı çıkmıştır? Bunun serbest piyasadaki yapılanmasına çok iyi bakmamız lazım.''
Taner Yıldız, dünyada doğalgazın 4 ana eksende dağıtımının yapıldığını ve fiyatlama mekanizmalarının da aynı şekilde olduğunu dile getirdi.
Ham petrol fiyatının dünyada hemen hemen yeknesak hale geldiği ve tek fiyatlama mekanizmasıyla dolaşım gösterdiği ortamda, doğalgazın aynı şekilde gelişmediğini gördüklerini dile getiren Yıldız, bunların her birinin uluslararası ilişkilere tesirinin göz ardı edilemeyeceğini söyledi.
''Durdurulan yatırımlar''
Dünyadaki talep artışının kaynaklarına göre dağılımına bakıldığında Türkiye'deki enerji yapılanması açısından da dikkati çeken rakamlar olduğunu gördüklerini ifade eden Yıldız, akaryakıtın yüzde 14, doğalgazın yüzde 50, kömürün yüzde 30, nükleer enerjinin yüzde 61, hidroelektrik kaynakların yüzde 47, yenilenebilir enerji kaynaklarının ise yüzde 550 kat civarında artacağını gördüklerini söyledi.
Yıldız, 5,5 katına çıkacak bir yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili Türkiye'nin yapılanması ve politikaların, çizdiği stratejinin doğru yönde gittiğini gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Türkiye yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yapılanmasını sürdürecek. Gerek kömür teknolojileriyle, gerek nükleer yatırımlarla alakalı, gerekse hidroelektrik santraller, rüzgar güneş gibi yatırımların birçok teknoloji uygulamalarını göreceğiz.
Sivil toplum örgütlerine aynı zamanda kamu kurum ve kuruluşlarının yanında düşen önemli bir görev var. Bir kısım iyi niyetli tencere tava çalan vatandaşların yanında spekülatif şekilde yerli kaynaklarımıza müdahale edenlere karşı sivil toplum örgütleri gücünü kullanmak durumundadırlar. Çünkü bizim yerli kaynaklarla alakalı gerek hukuki açıdan gerekse başka bir gerekçeyle bıraktığımız yatırımların tarafımıza yol, su, elektrik, köprü olarak dönmediğini, bunların ithal enerji olarak döndüğünü bilmemiz lazım. Doğalgaz ithalatıyla alakalı şikayete geldiğimizde her birimiz ortak dil oluşturabiliyoruz. Doğalgaz ithalatımızı azaltmamız lazım. Ama bununla alakalı çabaları gerekçelendirirken özellikle Türkiye'de şu anda 2000 tane yatırımın realize edilmiş 71 tane yatırımın hukuk tarafından durdurulduğunu söylemem lazım. Bunların önemli bir kısmı yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı yatırımlardır. Burada herhangi bir yanlışlık yok mu? Söylemlerimizi örtüştüren bir yanı yok mu? Burada bir sıkıntı var. Bunu hep beraber giderebiliyor olmamız lazım.''
Bakan Yıldız, her yapılan müdahalenin kötü niyetle yapıldığını söylemediğini, ama bakıldığında özellikle ithal enerji ve cari açıkla alakalı kalemlerde önemli sonuçlar doğurduğu kaydetti.
Doğu'daki evlere doğalgaz gidecek
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 71 ile doğalgaz borularını götürdüklerini, ancak ihalelerde özel sektörün teklif vermediği illerin bulunduğunu belirterek, ''Özel sektör teklif vermediği takdirde, bir düzenleme yapıp illerimizin doğalgazının altyapısını hazırlayıp yeni model geliştirip, mevzuatta bir kısım değişiklikler yapıp, orada altyapısını sağlamlaştırdıktan sonra özelleştirme yoluna gidebiliriz'' dedi.
Yıldız, ICCI 2012 18. Uluslararası Enerji ve Çevre Konferansı ve Fuarı'nda yaptığı konuşmada, herhangi bir kalemin doğalgaz ya da petrolün, ithal kömürün, ''enerji kalemleri'' başlığı altında söylenmiş olmasının, enerji sektöründe kullanıldığı anlamına gelmediğini belirterek, şunları kaydetti:
''2011 yılında 54 milyar dolar civarındaki ithalat kaleminin enerji başlığı altında söylendiğini, ama yarısından fazlasının ulaşım sektöründe kullanıldığını söylemeliyim. Enerji verimliliği ve tasarrufla alakalı kalemlerin önemli muhatapları her birimiziz. İster binek araçlarla ilgili olsun ister petrol türevlerini kullanan hangi enstrüman olursa olsun yapacaklarımızın olduğudur. Enerji verimliliğinin, tasarrufunun, yerli kaynaklarımızın arasındaki en önde gelen kalemlerden biri olduğunu söylememiz lazım. İster ithal ister yerli kaynak olsun mutlaka bunun tasarrufunun yerli kaynak olduğunu söylemeliyim. Sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çalışmalar toplumda bilincin oluşmasına katkı sağlayacaktır.''
Yıldız, 2020 yılına kadar yerli kaynakları artırmadaki petrol ve doğalgazın olabildiğince yerli kaynak haline getirilmesi için çalışmaların devam edeceğini ifade ederek, şunları aktardı:
''AK Parti hükümetlerimizle birlikte son 10 yılda arama faaliyetlerine ayırdığımız bütçe 13 katına çıktığı sektörler var. Türkiye büyüyor, ilerliyor ve genişliyor. Enerji sektörü de bunun önünde olacak ki arz kaynaklarını daha çok artıracak. Enerji borsası ile ilgili gelecek ay yayınlayacağımız bir strateji belgemiz var. Buradan çıkan sonuçların bu belgede bulunacağını söylemeliyim. Teşvik ve tasarruf paketiyle ilgili enerji sektörüne düşen önemli görevler olacak. Bunların içinde madencilik sektöründen bütün üretim kaynaklarına kadar... Özellikle Güney Kore, Çin ve Katar'daki görüşmelerimizin yatırımları artıracağına inanıyoruz. Finansman yapısıyla gelen doğrudan yatırımların Türkiye'de cazip yatırım alanlarından bir tanesi olduğunu gösteriyor. Yatırımcı hakkının uluslararası anlaşmalarla korunuyor olması Türkiye'yi cazip hale getirecektir.''
''Herkesin doğalgazdan faydalanabilmesi için mevzuat değişikliğine gidebiliriz''
Konuşmaların ardından Yıldız, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Doğu ve Güneydoğu Bölgelerine doğalgaz gitmesindeki son durum nedir?'' sorusu üzerine Yıldız, şunları söyledi:
''Normalde iletim hatlarını BOTAŞ yoluyla yaptığımız ve doğalgaz borularını illere götürdüğümüz, daha sonra o illerde ihale edip özel sektör aracılığıyla doğalgaz dağıtımı yaptığımız bir modelimiz var. Bununla ilgili 71 ilimize doğalgaz borularını götürdük, ancak ihalelerde özel sektörün teveccüh göstermeyip teklif verilmeyen iller var. Bunların arasında Ağrı, Iğdır, Kars ve Batman gibi iller bulunuyor. Bütün vatandaşlarımızın doğalgazdan faydalanmasını istiyoruz. Bazı iller coğrafyasından kaynaklanan zorluklara rağmen bu dağıtımı yapmayı planlıyoruz. Özel sektör teklif vermediği takdirde, bir düzenleme yapıp illerimizin doğalgazının altyapısını hazırlayıp yeni model geliştirip, mevzuatta bir kısım değişiklikler yapıp, orada altyapısını sağlamlaştırdıktan sonra özelleştirme yoluna gidebiliriz.''
Oluşturulmak istenen serbest piyasayı kamu iradesiyle bozmak istemediklerini ifade eden Yıldız, ''Vatandaşlarımızın hepsinin doğalgazdan faydalanabilmesi için mevzuat değişikliğine gidebiliriz. Bu vesile ile özel sektörümüzün bu tür ihalelere teklif vermelerini, bunun olmadığı takdirde kamu eliyle yapacağımızı söylüyorum. İletim ağı olmayan illerimize yatırımlarımız devam ediyor. Kilis, Bingöl, Mardin, Bitlis gibi illerimize iletim ağını götürüyoruz. Iğdır'a iletim hattını götüreli 1,5 yıl oldu'' diye konuştu.
''(Nabucco) Bu projelerde bulunmamız elzemdir''
Nabucco sürecine ilişkin bir soruya da Yıldız, ''Bu tür projelerin fırsatları bitmez, belki Nabucco'nun batı Nabucco olarak devam edebileceğini söyledik. Sonuçta, doğumuzda gaz üretiliyorsa, batımızda da bu tüketiliyorsa, adı soyadı ne olursa olsun bir şekliyle yapılacağını gösteriyor. Türkiye pozitif, yapıcı tutumunu devam ettirecektir. Bu projelerde bulunmamız elzemdir'' şeklinde konuştu.
''28 Şubat'' soruşturmasına ilişkin soruya da Yıldız, Türkiye'nin normalleşme sürecinde bu adımların normal karşılanması gerektiğini belirterek, ''Türkiye'nin zihni, kalbi ve vicdanı ile bütün vücuduyla büyüdüğünü söylemek ve obez bir büyüme olmadığının altını çizmek isterim. Çocuklarımıza, geleceğimize bırakacağımız Türkiye'nin, daha iyi şartlarda olması gerektiğine inanıyorum'' dedi.