ABD'nin küresel egemenliğinde ordudan bile daha büyük önem taşıyan dolara bugüne kadarki en büyük isyan dünyanın yeni devlerinden geldi. 64 trilyon dolarlık dünya milli gelirinde yüzde 20'yi aşan bir paya sahip olan ve BRICS ülkeleri olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, uluslararası ticaret ve kredide doları devre dışı bırakmaya hazırlanıyor. 29 Mart'ta dördüncü toplantılarını Yeni Delhi'de gerçekleştirecek olan BRICS liderleri, kendi aralarındaki ticarette 'dolar yerine ulusal paralarının kullanılması' önerisini karara bağlayacak. 'Küresel İstikrar, Güvenlik ve Zenginlik için BRICS İşbirliği' temasıyla gerçekleştirilecek zirvede 5 ülke, kuracakları BRICS Kalkınma Bankası ve yatırım fonuyla, diğer gelişmekte olan ülkelere de kredi sağlamayı planlıyor. Kısacası, halen global yatırımlarını dolar ve euro üzerinden gerçekleştiren BRICS ülkelerinin söz konusu iki adımı, ABD için doların küresel egemenliğine karşı önemli bir tehdit niteliğinde.
SALTANAT SONA ERİYOR
Hızla gelişen ekonomileri ve doğal yeraltı zenginliğiyle öne çıkan BRICS, artık küresel ekonomide alınan kararlarda gelişmiş ülkeler kadar söz sahibi olmak istiyor. Bu taleplerinde haksız da değiller aslında. Zira, dünya nüfusunun yüzde 41'ini oluşturan 5 ülkenin küresel döviz rezervlerindeki payı yüzde 40'ı (4.39 trilyon dolar) buluyor. İşte tüm bu gelişmeler ve atılan adımlar, uçsuz bucaksız bir alanda ABD Doları'nın saltanatının sallanması anlamına geliyor. BRICS'in kuracağı uluslararası finans kurumları, 5 ülkenin Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'ndaki ağırlıklarını da olumlu yönde etkileyecek. Başta Çin olmak üzere diğer 4 gelişen ekonomi, küresel finans sistemindeki belirsizlikleri işaret ederek, riskleri bertaraf etmek adına dolara alternatif rezerv para birimi oluşturulması gerektiğini her fırsatta dile getiriyor.
PETRO-DOLARA ALTERNATİF ANLAŞMA
Çin, geçtiğimiz aylarda petro-dolar sistemini rahatsız edebilecek bir başka anlaşmayı ise Suudi Arabistan ile imzaladı. İki ülke, 8.5 milyar dolarlık stratejik işbirliği kapsamında 2014'e kadar Kızıl Deniz'deki Yanbu Limanı'na 5.2 milyon metrekarelik bir rafineri kuracak. İlk etapta günde 400 bin varil ham petrolün işleneceği rafineride petrol şirketi Saudi Aramco yüzde 62.5 paya sahip olurken, Çinli Sinopec'in payı yüzde 37.5 olacak.
YUAN GELİŞMİŞ EKONOMİLERE DE GİRDİ
Tüm bu gelişmelere paralel olarak Çin, gelişmekte olan ülkeler kadar gelişmiş ekonomilerde de yuanın varlığını artırmak üzere hamleler yapıyor. Son dönemde ikili ticari ilişkilerini geniş bir coğrafyaya yayma konusunda somut adımlar atan Pekin yönetimi, geçtiğimiz günlerde en büyük ticari partnerlerinden Avustralya ile de 31 milyar dolarlık döviz takası anlaşmasına imza attı. Çin, son 4 yılda toplam değeri 237 milyar doları bulan yaklaşık 20 ikili takas hattı oluşturdu.