Yargıtay 5. Ceza Dairesince ''kara para aklama'' suçunun örgütlü işlenmiş bir suç olduğu gerekçesiyle 25 sanığın yargılandığı davaya bakmasına hükmedilen İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, İsviçre'den Uzanlara ait banka hesaplarına ilişkin kayıtların istenmesine hükmetti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, başka suçtan hükümlü Hilmi Başaran ve Tacettin Pak ile tutuksuz sanıklar Erol Hürbaş, Yaşar Avni Güral, Birol Çilingir, Nedim Çokçok, Mehmet Koray Özkaya, Neşe Cesur, Mehmet Bulat, Çiğdem Karakoç, Raife Aynur ve Rauf Özcan katıldı.
Uzan ailesinden hiçbir sanığın katılmadığı duruşmada, müflis İmar Bankası TAŞ adına İflas Dairesi, Maliye Bakanlığı adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü ve TMSF avukatları da müşteki olarak hazır bulundu.
Duruşmada, bir önceki celsede haklarında yakalama emri çıkartılan sanıklar Kemal Uzan, Yavuz Uzan, Melehat Uzan, Murat Hakan Uzan ve Ayşegül Uzan ile daha önce yakalama emri bulunan sanıklar Cem Cengiz Uzan, Mustafa Düzgünce ve Antonio Luna Betancourt'un halen yakalanamadıkları ve haklarında yakalama çalışmalarının devam ettiği tutanağa yazdırıldı.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinden 4 dava dosyası ile İstanbul 7. ağır ceza, İstanbul 4. ağır ceza, Şişli 11. asliye ceza ve Şişli 3. asliye ceza mahkemelerinin dava dosyalarından karar örneklerinin mahkeme gönderildiğini belirten mahkeme heyeti, ara kararlarla ilgili gelen cevapları okudu.
Duruşmada savunması sorulan başka suçtan hükümlü sanık Hilmi Başaran, suç tarihinde İmar Bankası Genel Müdürü olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini ve suçun zaman aşımına uğradığını belirterek, ''3 Temmuz 2003 tarihinde İmar Bankasına el konuldu. Ben o tarihten beri cezaevindeyim'' dedi.
Başaran'ın avukatı Şeref Dede de aynı fiilden dolayı daha önce Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış, sonuçlanmış ve kesinleşmiş bir davanın mevcut olduğunu anlatarak, mükerrer davanın reddini talep etti.
Bu mahkemede ilk kez ifade veren sanıklar Tacettin Pak, Çiğdem Karakoç, Raife Aynur ve Mehmet Bulat ile avukatları da suçlamaları kabul etmediklerini bildirdi.
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, müdahil kurum Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF) avukatlarının, ''İsviçre'de Uzanlara ait tedbir konulan banka kayıtları ile banka kasalarında neler olduğuna ilişkin kayıtların istenmesi'' talebine ilişkin İsviçre adli makamlarına uluslararası kurallara uygun yazı yazılmasını ve bu kayıtların istenilmesini kararlaştırdı.
Sanıklardan 8'inin yakalama işlemlerinin gerçekleşmesinin beklenmesi kararlaştırılan ve haklarında zorla getirilme kararı çıkartılan Yeşim Öztürk, Hüseyin Engin Saydam ve Ali Cenk Türkkan için yeniden zorla getirilme yazısı çıkartılmasına hükmeden mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca 8 Nisan 2009 tarihinde hazırlanan iddianameyi kabul eden Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 14 Mayıs 2010 tarihli duruşmada verdiği kararla, 2009'da yapılan yasa değişikliğini hatırlatarak, suçun örgütlü suç kapsamına girdiğini ve davaya özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bakılması gerektiğini belirterek, dosyaya ilişkin ''görevsizlik kararı'' vermişti.
Şikayetçi ile İmar Bankası vekillerinin, ''Bankacılık Kanunu'na muhalefet etmek'' suçundan açılan davalar ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle dava dosyasının İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ettikleri belirtilen kararda, görüşü sorulan savcının ise ''kara para aklama'' suçunun Uzan ailesi mensupları tarafından kurulmuş olan suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiğini, dosyanın özel yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiğini ifade ettiği aktarılmıştı.
Bu sanıklar hakkında İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesince ''çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve bu örgüte üye olmak'' suçlarından verilmiş mahkumiyet kararı olduğu belirtilen kararda, sanıkların eylemlerinin, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama suçu kapsamında olup olmadığının değerlendirilerek, delillerin takdiri ve yüklenen suçun bu şekliyle yargılamasının yapılması için ''görevsizlik kararı'' verildiği anlatılmıştı.
Dosyanın ulaştığı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 sanıklı dava dosyasının ''örgütlü suç kapsamında'' olmadığı gerekçesiyle uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine karar vermişti.
Uyuşmazlık mahkemesi olan Yargıtay 5. Ceza Dairesi de örgütlü suç kapsamında gördüğü bu dosya ile ilgili yargılamanın, örgütlü suçlara bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülmesine hükmetmişti.