Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Hasan Köktaş, Türkiye'de tam anlamıyla işleyen bir elektrik borsası oluşturulduğunda, bugün Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezinde (PMUM) işlem gören 10 milyar liralık hacmin birkaç kat artmasının mümkün olduğunu bildirdi.
Köktaş, Ticaret Derneği (ETD) tarafından, Hilton Oteli'nde düzenlenen ''Enerji Ticareti Zirvesi''nde yaptığı konuşmada, bugün gelinen noktada Türkiye'de bir enerji borsası oluşturmaya, farklı ve yeni enstrümanlar aracılığıyla elektrik ticaretini ve finansmanını geliştirmeye yönelik çok önemli bir aşamada olunduğunu belirtti.
Bu önemli aşamaya ulaşılmasının temel sebebinin ülke ekonomisiyle paralel olarak enerji sektöründeki hızlı gelişme olduğuna dikkati çeken Köktaş, bugün Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı gelişen elektrik piyasasına sahip olduğunu kaydetti.
Türkiye'de çok hızla artan bir enerji talebi bulunduğunu anlatan Köktaş, bu talebi karşılamak için de özel sektör tarafından hızlı bir yatırım süreci bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'nin geçtiğimiz yıl elektrik sistemine özel sektör tarafından rekor düzeyde bir kurulu güç ilave edildiğine dikkati çeken Köktaş, bir yılda özel sektör eliyle kurulu gücün onda bir oranında arttırıldığını ve 50 bin megavat eşiğini aştığını bildirdi.
Uluslararası kuruluşların çalışmalarına göre bugün Avrupa'da altıncı sırada bulunan sektörel büyüklüğünün 2030 yılına gelindiğinde üçüncü sıraya yükseleceğini belirten Köktaş, bu hedefe ulaşabilmek için çok büyük ölçekli yatırımların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Köktaş, kurumun önümüzdeki 20 yıl içinde elektrik üretimi için fosil yakıtlar ve yenilenebilir kaynaklar çerçevesinde farklı senaryolara göre 225-280 milyar dolar arasında değişen bir yatırım ihtiyacı olduğunu da hesapladığını ifade etti.
ELEKTRİK PİYASASINDA RİSK YÖNETİMİ
EPDK Başkanı, serbestleşen elektrik piyasalarında talep değişimine bağlı olarak arz güvenliğini de sağlayacak şekilde yeni üretim yatırımlarının gerçekleşmesi ve daha da önemlisi rekabete dayalı bir piyasanın sürdürülebilirliğinin sağlanmasının riskler ve fırsatların öngörülebilir, ölçülebilir ve yönetilebilir olmasıyla birebir ilişkili olduğunu bildirdi.
Elektrik enerjisi sektörünün rekabete açılması ile birlikte, gerekli düzenlemeler yapılarak fiyatların piyasa koşullarında belirlenmeye başlandığını hatırlatan Köktaş, talebinin anlık olarak değişmesine ve elektrik üretiminde kullanılan ithal kaynakların fiyatı ve döviz kurundaki değişikliklere bağlı olarak fiyatların kaçınılmaz bir şekilde dalgalandığını söyledi.
Bu dalgalanmanın elektrik piyasası katılımcıları açısından riskleri minimize etmeye yönelik mümkün mertebe öngörülür olması gerektiğine işaret eden Köktaş, bu bağlamda, elektrik üzerine yapılan vadeli işlem sözleşmeleri ve diğer türev sözleşmelerinin, piyasa katılımcılarının serbest rekabet ortamında karşılaşabileceği çeşitli risklerden korunmak ve bu riskleri yönetebilmek amacıyla yararlı birer araç olarak kullanıldığını ifade etti.
Vadeli işlem piyasalarındaki araçların kullanılmasının, piyasa katılımcıları için iki temel fayda sağladığını belirten Köktaş, bunlardan ilkinin gelecekte spot piyasalardaki olası fiyat değişikliklerinden kaynaklanabilecek risklerden korunabilmesi, ikincisinin ise bu piyasada yeni yatırımlar için referans fiyatlar oluşturulabilmesi olduğunu kaydetti. EPDK Başkanı Köktaş, şöyle devam etti:
''Burada risk yönetiminin finansal piyasa araçları ile yapılabilmesi, uzun dönemli fiyat sinyallerinin üretilerek piyasanın derinleştirilmesi ve yatırımcıların piyasaya olan güvenlerini arttırabilmeleri açısından da son derece önemlidir.
İşte bu husus üzerinde en çok durduğumuz ve önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir. Çünkü biz ülkemizin enerji piyasasının ne kadar büyük bir gelişme potansiyeli olduğunu biliyoruz ve bu potansiyele işlerlik kazandırmak için yatırımların piyasa yapısında garanti altında olmasını, öngörülebilir bir piyasada güçlü enerji şirketlerinin, yabancı stratejik yatırımcıların yer almasını hedefliyoruz.''
Türkiye'de bugün piyasadaki elektriğin yüzde 30'luk bir kısmının Gün Öncesi Piyasasında veya Dengeleme Güç Piyasasında işlem gördüğünü belirten Köktaş, 2010 yılı için Türkiye'nin toptan satış piyasasındaki alım satım miktarının 330 milyar kilovatsaat düzeyinde ulaştığını ve bunun 2010 yılı fiyatları ile yaklaşık 47 milyar liralık bir ekonomik büyüklüğü ifade ettiğini bildirdi.
Köktaş, ''Bir başka ifade ile ülkemizde tam anlamıyla işleyen bir elektrik borsası oluşturduğumuzda bugün PMUM'da işlem gören 10 milyar liralık hacmin birkaç kat artması mümkündür'' diye konuştu.
ELEKTRİK VADELİ İŞLEMLER BORSASINDA SONA AŞAMAYA GELİNDİ
Bu potansiyeli harekete geçirmek amacıyla son iki yıldır çok önemli çalışmalar yapıldığını hatırlatan Köktaş, EPDK'nın Vadeli işlemler Borsası (VOB) ile yaklaşık iki yıldan beri yakın bir işbirliği ile çalışarak VOB bünyesinde bir elektrik vadeli işlemler borsasının kurulması için çalıştığını ifade etti.
VOB ile kurulacak elektrik vadeli işlemler borsasında işlem görecek sözleşme türleri ve sözleşmelerin içeriği ile ilgili işbirliği yapıldığını anlatan Köktaş, bunun sonucunda ilk aşamada future türü sözleşmelerle başlanmasının piyasa katılımcılarının da ihtiyaçları dikkate alınarak uygun olacağı değerlendirildiğini kaydetti.
Bugün gelinen aşamada elektrik vadeli işlemler anlaşmalarının içerikleri ve formatının VOB tarafından belirlenerek gerekli onay alınmak üzere SPK'ya sunulduğunu bildiren Köktaş, bu onay esnasında EPDK'nın aynı şekilde SPK ile işbirliği yaparak sürecin tamamlanması için gerekli her türlü yardımı yapacağını ifade etti.
EPDK Başkanı Köktaş, '' Amacımız tüm piyasa katılımcılarının risklerini yönetebilecekleri bir anlaşmanın ve vadeli işlemler piyasasının ortaya çıkması ve bunun sonucunda elektrik tedarik ve üretim şirketleri açısından fiyat öngörülebilirliğinin sağlanabilmesidir'' dedi.
ENERJİ TİCARETİ DERNEĞİ BAŞKANI KARAHAN
Enerji Ticareti Derneği Başkanı Mustafa Karahan da Türkiye'de doğru ve şeffaf işleyen bir enerji piyasasının oluşturulmasının önemine işaret ederek, Enerji Borsasının da bu yolda atılacak en önemli adımlardan biri olduğunu söyledi.
Enerji Borsasının doğru fiyatın oluşmasının temel aracı olduğuna dikkati çeken Karahan, ''Enerji sektörü oyuncuları olarak hepimizin ihtiyacı ise kuralların belirli ve güvenilir olduğu, şeffaf bilgiye ulaşılabilir likit bir piyasada oluşacak doğru fiyatlardır. Doğru fiyat ekseninde oluşacak ticaret piyasası, bir yandan ticaret hacmine olumlu katkıda bulunken, diğer yandan da yatırımların önünü açarak orta ve uzun vadeli planların yapılmasına olanak sağlayacaktır'' değerlendirmesinde bulundu.