Petrol piyasasında dünyanın en büyük şirketlerini anlatmak için "Yedi Kızkardeş" deyimi kullanılıyor. Denetim sektöründe ise "Big Four" yani "Büyük Dörtlü"... Deloitte, PricewaterhouseCoopers, KPMG ve Ernst&Young... Hepsi Türkiye'de de aktif olan bu dörtlüden Deloitte, geçen hafta Türkiye'deki 25'inci yılını kutladı. 25'inci yıl nedeniyle Türkiye'ye gelen Deloitte Küresel Başkanı John Connelly ile görüşme fırsatı bulduk.
"KITA AVRUPASI'NDASINIZ"
Kültürel farklılıklar var ama Doğulu-Batılı diye keskin bir ayrım yapmak doğru değil. Çok hızlı büyüyen aile şirketleriniz için yönetimi profesyonellere devretme ağır basıyor. Zaten Türkiye çok hızlı büyüyor ve ben sizi Avrupa'da görüyorum. Londra'da sokakta "Türkiye nerede" diye sorsanız bir iki kişi "Ortadoğu" yanıtı verir. Herkes "Kıta Avrupası'nda" der.
"KRİZİN SORUMLUSU DEĞİLİZ"
İngiltere ve ABD'de pazar payınız büyük şirketlerin denetiminde yüzde 98'lere varıyor. Bu nedenle sizin hakkınızda İngiltere ve AB'de rekabet soruşturmaları açıldı. Sizce haklılar mı?
Bence haklı bir soruşturma. Ancak bu soruşturma ileriye dönük. İki ülkede de iki soruya yanıt aranıyor. İlki; Dört 4 şirket yeterli mi? Ben yeterli olmadığını düşünüyorum. Bu da bizi ikinci soruya götürüyor. Büyük dörtlüden biri daha elenirse piyasa daha fazla domine edilmeyecek mi? Doğru. Zaten soruşturmada yanıt aranan da bu. Küçük şirketlerin büyük dörtlüye katılmasını biz de istiyoruz ancak iyi rekabet edemiyorlar ki! Çözüm yolu var mı? Riski nasıl azaltırız? Geçmişte buna sebep olan düzenleyici kuruluşlardı. Zamanında bu sektör 4 büyük değil 8 büyük olarak anılırdı. Ancak birleşmelere izin verile verile bu sayı dörde düştü. Hatayı biraz da burada aramalıyız.
2008'de açgözlü CEO'lar yanında, derecelendirme kuruluşları ve denetim şirketleri de çok eleştirildi. Eğer sorumluları 100 kabul edersek krizde denetçilerin payını yüzde kaç olarak görürsünüz?
Krize neden olanlar olarak bakarsak sıfır. Sebepleri kesinlikle incelemek gerekiyor. Yönetimlere, derecelendirme, denetim şirketlerine tek tek bakmalı. Herkesin çıkarması gereken dersler var. Örneğin düzenleyici kuruluşlar kriz sonrası denetçilerle iletişimi artırdı. Bizim çıkardığımız ders; piyasa beklentilerini daha açık analiz etmek ve bu sayede ihtiyaçları daha hızlı karşılamaya çabalamak oldu. Bundan sonra kovalayacağım soru "daha ne yapacağız" olmalı.
Aile şirketlerinin devri Doğu'da daha yavaş
Profesyonellerin şirket sahiplerine göre aidiyetleri düşük olduğu için krizde CEO ve yöneticiler çok ağır eleştiriler aldı. Bu, aile şirketlerinin yönetimleri profesyonellere bırakmasının önünde engel yaratacak mı?
Aslında başka sebepler profesyonellere devri zorlaştırıyor. Mesela karar alma sürecinin yavaşlaması. Şirketin yüzde 100 hissesine sahip bir işadamı yanında bir sürü profesyonel çalıştırmasına karşın profesyonellerin yönetimde söz sahibi olmalarına izin vermiyor. Karar süreçlerinin uzamasının hızlı karar almayı engelleyebileceğini düşünüyor. Ancak gelecekte yönetimlerin ailelerden profesyonellere geçme süreci devam edecek. Geçiş genelde; şirketin kurucusu ilk kuşak patronun çocuklarına devrettiği sırada yaşanıyor. Batılı şirketlerde profesyonele geçiş daha rahat olurken Doğu'da daha yavaş... Bir diğer değişim nedeniyse şirketin hızla büyüme dönemlerinde kontrolü tek elde tutmanın zorluğundan kaynaklanıyor.
Ülkelerden şirketlere 'Bize gelin' teklifi
Krizde denetimler sıkılaşınca vergi cennetleri daha fazla sorgulanır hale geldi. Vergi cennetlerinin önemi azalacak mı?
Kesinlikle azalacak. Kriz sonrası şirket yönetimleri daha sorumlu davrandı ve bulundukları ülkelerde doğru zamanda vergi ödemek sorumluluğunu hissettiler. Bu da vergi cennetleri tercihlerini azalttı.
O halde vergisi düşük olan ülke çekim merkezi olacak...
Dediğiniz kısmen doğru. Eskiden şirketler doğduğu ülkede kalırdı. İngilizler İngiltere'de, Fransızlar Fransa'da, Almanlar Almanya'da... (Gülerek) Gerçi Fransızlar hâlâ Fransa'da kalıyor ama genel eğilim buydu. Artık şirketler hatta kişiler varlıklarını başka ülkelere taşımaya daha makul bakıyor. Yine de yüzde 3-5'lik vergi avantajı sağlamak için gitmiyor. Örneğin İrlanda. Vergiler düştü ama ülkenin içinde bulunduğu durum ortada. Çok ciddi zarar gördüler. Aslına bakarsanız bu konuda dünyada bazı ülkelerden firmalara "Paranızı buraya getirin size istediklerinizi verelim" gibi tekliflerle gidiyorlar. Ancak bu konuda size isim ve detay veremem.