Altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pırlantalı ve taşlı mücevherlere yönelen kuyumculuk sektöründe değerli taşların fiyatları da son bir yılda önemli miktarda arttı.
Madenlerden çıkan ham taşların miktarında azalma olmamasına karşın altın, gümüş ve benzeri ürünlerin fiyatındaki yükseliş ile doların diğer para birimleri karşısında değer kazanmamasından dolayı pırlanta ve diğer mücevher taşlarının fiyatlarında özellikle son 6 ay içinde büyük artışlar yaşandı.
Mücevher taşlarının özellikle küçük boy ve iyi kalitelerinde fiyat artışı daha yüksek olurken, sentetik ya da taklit taşlarda ise yüzde 20-30'a ulaştı. İyi kalite zümrüt, safir, yakut ile boy ve kalitesine göre pırlantada ciddi fiyat artışları yaşanırken, Türkiye'de de kuyumcuların ellerindeki stokları eritmesiyle mücevher taşları fiyatlarındaki artışın önümüzdeki dönemde tüketiciye yansıması bekleniyor.
Merkezi New York'ta bulunan Uluslararası Mücevher Taşçıları Derneği'nin Türkiye Başkanı Fazıl Özen, dünyada yaklaşık 100 farklı mücevher taşı bulunduğunu ifade ederek, yakut, zümrüt, safir ve pırlantanın değerli taşlar, bunun dışında kalan renkli ametist, sitrin, akuvamarin, topaz ve garnet gibi taşların yarı değerli taşlar, nefrit ve akik gibi süs eşyası ve obje yapılabilen, diğerlerine göre daha büyük boylarda ve fiyat olarak da daha uygun olan taşların süs taşları, bunların dışında kalan ve laboratuvarlarda üretilen, doğal olmayan taşların ise sentetik ya da taklit, imitasyon olarak adlandırıldığını söyledi.
''Bir mücevher taşının gerçek fiyatı bin dolar ise bunun sentetiği sadece 5-10 dolar, taklidi ise 1 dolar civarında olabiliyor'' diyen Özen, geçen 2 yılda altın ve gümüş madenleriyle ilgili sıkıntılar yaşanmamasına karşın fiyatlarının tarihi seviyelere ulaştığını, mücevher taşlarında ise söz konusu dönemde fazla artış olmadığını, şu anda yaşanan yükselişin ise birçok kaynağa göre altın, gümüş ve benzeri ürünlerdeki fiyat artışı ile doların diğer para birimleri karşısında değer kazanmamasından kaynaklı olduğunu vurguladı.
Özen, iyi kalite zümrütte yüzde 30-50, safir ve yakutta boy ve kalitesine göre yüzde 20-40, orta boy pırlantalarda yüzde 30-80 arasında, küçük boy taşlarda yüzde 100'e varan fiyat artışları olduğunu, son yıllarda iyi kalitesinin madenlerde çok bulunamaması ve talebin de geçmişten yüksek olması nedeniyle turmalin ailesinden rubelit taşında son 3 yılda yüzde 200-300 arasında fiyat artışı yaşandığını, sentetik ya da taklit taşlarda dahi fiyat artışlarının yüzde 20-30'u bulduğunu, fiyatların yurt içi piyasaya da yansımaya başladığını ifade etti.
Türkiye'de eskiden zümrüt, yakut ve safir haricinde renkli mücevher taşı satışının pek olmadığını, 20 yıl öncesine göre satışların onlarca kat artış gösterdiğini kaydeden Özen, Türkiye'de pırlanta tüketiminin 10 yılda yaklaşık 10 kat arttığını, fiyatların yüksekliği nedeniyle son bir yılda ise fazla bir değişim yaşanmadığını, buradaki mücevher satıcılarının küresel krizi ''yüzeysel bir düşüş yaşayarak'' atlattığını söyledi.
''TÜRKİYE'DE EN ÇOK PIRLANTA, ZÜMRÜT, SAFİR VE YAKUT SATILIYOR''
Fazıl Özen, Türkiye'de en çok pırlantanın satıldığını, pırlantayı, zümrüt, safir ve yakutun takip ettiğini, yarı değerli taş grubunda ise en çok ametist, mavi topaz, sitrin, garnet, akik, turmalin ve firuzenin tercih edildiğini belirtirken, altın ürünlerinde kullanılan iyi kalite taşlarda hem talep hem de uluslararası piyasalara bağlı olarak fiyat artışı olduğunu, orta ve düşük kalitelerde ise talep azalması meydana geldiğini anlattı.
Sentetik ve taklit dahil tüm taşların yurt dışından ithal edildiğini hatırlatan Özen, şu anda Türkiye'de birçok kuyumcunun elindeki eski fiyatlardan olan stokları erittiğini, artan fiyatlar nedeniyle sıkıntıların yeni başladığını, özellikle bundan sonra pırlantalı mücevherlerin fiyatlarının daha yüksek olacağını söyledi.
TÜRK DİZİLERİ SATIŞLARI ARTIRDI
Uluslararası Mücevher Taşçıları Derneği Türkiye Başkanı Özen, televizyon dizilerinde bazı oyuncuların kullandığı taşlı takıların satışları artırdığını, en çok tercih edilen ''Hürrem yüzüğü'' ve ''Bihter kolyesinden'' gücü yetenin hakikisini, yetmeyenin ise taklidini satın aldığını bildirdi.
Özen, değerli ya da yarı değerli mücevher taşlarını dünyada en çok ABD'lilerin satın aldığını, ABD'yi Japonya ve gelişmiş Avrupa ülkelerinin takip ettiğini belirterek, ''ABD'li taşı bilerek, bilinçli alıyor, taşı tanıyor. Almanlar ve İtalyanlar başta olmak üzere Avrupalılar da mücevher taşları konusunda diğer ülkelere göre daha bilgili. Türkiye'de ise 'o pahalı taşa sahip olmalıyım' fikrinin yanı sıra insan sağlığına olan etkisi ve yerli diziler nedeniyle de mücevher taşları satışları artıyor'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Batı tarafında değerli taş tüketiminin daha fazla olduğuna işaret eden Özen, ''Buna karşın Hürrem'in yüzüğü İstanbul'da ne kadar modaysa Van ve Rize'de de o kadar tanınıyor ve isteniyor. Hatta büyük şehirlerden uzak köylerde yaşayan bayanların bile bir tek taş sevdası var'' dedi.