Yapı firmaları ve gayrimenkul danışmanlarına göre yabancılara mülk edinme kısıtlaması getiren
uygulamalar, uzun süren izin süreçleri ve askeri soruşturmalar lüks konut projelerini kötü etkiliyor. Türkiye'den en fazla emlak talep eden son dönemlerin yükselen Rus, Türk cumhuriyetleri ve Orta Doğu sermayesi ise kısıtlamalar yüzünden başka bölgelere yöneliyor. Bunun başlıca sebebini yabancıların Türkiye'de mülk edinmesiyle ilgili yasalar ve uygulamalar teşkil ediyor.
EV ALAMAYAN VATANDAŞLIĞA GEÇİYOR
Büyük inşaat firmaları ve gayrimenkul danışmanları yabancılara mülk edinme hakkı veren yasanın iptal edildiği dönemden sonra mülk edinme konusunda yabancıların adeta Türkiye'ye yüz çevirdiği görüşündeler. Yasanın kısıtlamalarla da olsa tekrar yürürlüğe girmesine rağmen bu konuda Türkiye'nin imaj kaybına uğradığını düşünen emlakçılara göre mülk edinme konusunda Türkiye'nin tercih edilirliği büyük ölçüde düştü. Bunun en büyük sebebininse pek çok ülke vatandaşına mütekabiliyet esası gereği mülk edinme hakkı tanınmasına rağmen iptal yasasının yarattığı olumsuz algı ve satın almalar sırasında çok uzun süren izin ve araştırma süreci olduğunu belirtiyorlar.
Bu durumun yarattığı bir başka tercih edilmeme sebebi ise Türkiye ile aralarında mütekabiliyet olmayan Rus cumhuriyetleri, Türk cumhuriyetleri, Kafkaslar ve Orta Doğu ülkeleri vatandaşlarına mülk edinme hakkı verilmemesi. Görüştüğümüz pek çok gayrimenkul danışmanı gibi Remax Antalya Gayrimenkul Danışmanı Gökhan Üçgün de buna karşı başvurulan çözümlerden bazılarını şöyle ifade ediyor: "Bu gibi ülke vatandaşları Türkiye'den emlak alabilmek için ya burada şirket kuruyor, ya birisiyle anlaşıp onun üzerinden mülkiyet ediniyor ya da Türk vatandaşlığına geçmeyi tercih ediyorlar." Hâlen önemli talep aldıklarını belirten Sinpaş İcra Kurulu Başkanı Ö. Faruk Çelik ise bu talepleri mütekabiliyet esası gereği değerlendiremediklerinden şikayet ederken "Yabancı şirket yatırımlarına kapıları açarken, ev sahibi olup Türkiye'ye yerleşmek isteyen yabancılara da kapıları açmak gerektiği" görüşünde. Yabancılara satışı önce iptal eden sonra da kısıtlayarak yürürlüğe sokan yasanın getirdiği bir olumsuzluk da çoğunlukla yabancı zenginlere satılmak amacıyla yapılan pek çok lüks konut projesinin askıda kalması ya da zarar etmesi.
Turyap Pazarlama Koordinatörü Özgül Erdoğan da bu noktayı önemle vurguluyor:
"Son bir-iki yıllık dönemde, dünya çapında da ekonomik anlamda farklı bir dönemden geçerken, bu defa yine finansal açıdan güçlü olan ülkelerden gayrimenkul satın alma talepleri ile karşılaştık. Ancak Türkiye'de yabancıların gayrimenkul satın almasına dair yasa gereği, mütekabiliyet kuralına göre o ülke ile gayrimenkul satın alabilmeye dair karşılıklı izin veriliyor olması gerekiyordu. Bu dönemde gelen satın alma talepleri ise son yıllara kadar birçok gayrimenkul satışı yapmış olduğumuz ABD ve Avrupa ülkelerinden değil, aksine mütekabiliyet kapsamında olmayan günümüz finans gücü olan diğer ülkelerden gelmekteydi ama kural gereği o ülke vatandaşlarına satamıyorduk, bir formül bulmak gerekiyordu." Erdoğan'ın çözüm önerilerinden birisi "Mülk edinmede karşılıklılık bulunan ülkelerin sayısının artırılması."
ABRAMOVİÇ'İ KAÇIRDIK
Yıllar önce Türkiye'den bir malikâne alması gündeme gelen Roman Abramoviç gibi Rus milyarderlerin Türkiye'yi değil de Fransa'nın Güney kıyılarını tercih etmesi de bu duruma bağlanıyor. Côte d'Azur'deki ultralüks villaları satın alan milyarderler Fransa'nın reklamına da büyük katkı sağlıyorlar. Sadece Abramoviç'in villası ve bu kıyılarda sürdüğü hayat sebebiyle jet-set dergilerinde sık sık gündeme gelmesi bile bu kıyılar için paha biçilmez bir reklam ve prestij kaynağı teşkil ediyor.
Gökhan Üçgün - Remax Antalya Gayrimenkul Danışmanı
"Yasa iptal edilmeseydi bugün çok parlak bir noktada olurduk"
"Bugün pek çok ülke ile karşılıklılık olduğundan dolayı gayrimenkul alım satımı apabiliyoruz. Ancak gayrimenkul satılabilen yabancılar için de bir araştırma ve soruşturma süreci var. Bu süreç en zından 3-4 ay sürebiliyor ve bir yıla kadar uzayabiliyor. Bu kadar uzun bir soruşturma süresi ister istemez satış serbestisini de anlamsız kılıyor. Gayrimenkulün askeri açıdan sakıncalı bölgede olup olmadığının soruşturması ise aslında çok daha kısa sürede gerçekleştirilebilecek bir işlemken aylara yayılıyor ve alıcıların şevkini kırıyor.
Benim önerim şu: Toprak satmayalım ama tıpkı işlenmiş mamül gibi daire, villa, lüks konut satalım. Döviz girdisinin ve ülkenin cazibe merkezi olmasının önünü kapamayalım. Sınırsız bir satış değil ama sınırlı ve kontrollü bir satış yapısı kuralım. Kısacası orta yol bulunsun istiyorum."
Özgül Erdoğan - Turyap Pazarlama Koordinatörü
"Yabancılara yönelik lüks konut siteleri hayalet kasabalar şeklinde bekliyor"
"Yabancıların gayrimenkul satın almasına yönelik yasaya son şeklinin verilmesine kadar olan süreçte, ülkemizde dönem dönem yine yabancıların gayrimenkul satın alması durdurulmuş veya zorlaştırılmıştır. Bütün bu gelişmeler Ege ve Akdeniz'de özellikle abancı alıcılara yönelik yapılan inşaat projesi sahiplerine satışa yönelik ciddi bir engel luşturmuştur.
İşlemlerin zorlukları, engeller ve ekonomiye olan katkıların ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini dikkate almak gerekli ve önemlidir. Sadece yabancı müşterilere yönelik yapılmış olan Ege-Akdeniz sahillerindeki birçok lüks konut siteleri son iki-üç yıldır boş kalan hayalet kasabalar eklinde beklemektedir. Hitap ettiği kitle yabancı müşteriler olduğu için, buradaki yabancı beklentisinden kasıt eskiden olduğu gibi sıkça beklenen Avrupalı müşteriler olduğu için, onlara yönelik konut üretenler adeta hüsrana uğramıştır. Diğer yandan eklenmeyen şekilde yeni finans gücü olan ülkelerin atandaşlarından talep aldıklarında ise takıldıkları prosedürler ve engeller konusunda adeta çıkmaza girmişlerdir."
Ö. Faruk Çelik-Sinpaş İcra Kurulu Başkanı
"Sadece gayrimenkul sektörü değil, Türkiye ekonomisi de kazanır"
"Dünyanın globalleştiği düşünülürse, bütün dünya vatandaşları dünyanın herhangi bir yerinde ev sahibi olabilmeli. Dünya artık değişme sürecinde. Zaten bir ülkede ev alma talepleri arttıysa o ülke ekonomik olarak gelişmiş ülke seviyesine gelmiş demektir. Ayrıca biz konuya sadece ev satışı olarak bakmıyoruz. Ev alan yabancılar burada iş kurabilirler, tatil yapabilirler, çevrelerini buraya çekebilirler ve bu da yeni yatırımları beraberinde getirir. Sadece gayrimenkul sektörü değil, Türkiye ekonomisi de kazanır."