"SANKİ bu kaza bizim genlerimizde varmış gibi. Çok benzeyen bir kaza da ben geçirmiştim. Tekneyi ben kullanıyordum. Bizimki de ciddi bir kazaydı. Hepimiz denize savrulduk. Yüzerek kıyıya çıkmıştık." Böyle ciddi bir kazada yaralanmışlar mıydı peki? Rahmi Koç, 'Yaralanmaz mıyız. Öldüğümü sananlar olmuş. Kaburgalarımda zedelenme vardı. Ayrıca, bir alüminyum parça ağzıma denk gelmiş. Bütün ön dişlerim dökülmüştü. Buz gibi suya girince insan kendine geliyor. Bir de can havliyle acıyı da hissetmiyorsun. Feyyaz enişteyi (Tokar) kıyıya ben çektim' diye o günü bir kez daha hatırlıyor. Merak ediyoruz, o günkü kazaya da bir kör karanlıkta bir duba mı neden olmuştu. Rahmi Koç da anlatıyor: "Feyyaz enişte yeni bir ev almıştı. Onları evlerine bırakacaktım. Evi yeni olduğu için tam yerini kestiremedi. Orası, burası derken şamandıraya çarptık. Ben önce depo patladı sandım. Öylesine ani ve büyük bir sarsıntı yani." Rahmi Koç'un bu kazadan sonra tedavisi epey uzun sürmüş. Dişleri hasar gördüğü için o an ağzının içi kanla dolmuş. 'Kandan boğulacağımdan korkmuşlar' diyerek anlatıyor kaza anını ve biraz kendini toparladıktan sonra ABD'de dişlerinin tedavisini yaptırdığını söylüyor.