Orkestrasını Türkiye'nin değil, Avrupa'nın ilk on orkestrası arasına sokma hayali kuracak kadar klasik müzik hayranı, çağdaş sanata tutkun bir işadamı, Ahmet Kocabıyık. Şu anda temelleri Asım Kocabıyık tarafından atılan Borusan Holding'in direksiyonunda . Ama görmeye alışkın olduğumuz patron tiplerine pek uymuyor. Bir kere mümkünse çok geri planda kalmak istiyor. Kalabalık bir ortamda sosyalleşmektense gidip konser dinlemeyi ya da yakın arkadaşlarıyla ilginç bir ülkeyi motosikletle keşfetmeyi tercih ediyor. Toplantıdan toplantıya koşturmaktan çok Türkiye'de ve dünyada önemli bütün klasik müzik konserlerini takip etmeyi, hayata müzik ve sanat penceresinden bakıp oradan işleri yönetmeyi bir yaşam felsefesi sayıyor. Kulağındaki pırlanta küpesinden de, farklı yönetim anlayışından da asla vazgeçmiyor. Borusan Holding, bir yandan çelik, boru üretir öte yandan başta BMW olmak üzere lüks otomobil pazarında emin adımlarla ilerlerken son dönemde adını daha çok kültür ve sanat projeleriyle duyurmaya başladı. Ahmet Kocabıyık ve kızkardeşi Zeynep Hamedi'nin öncülüğünde Borusan, Beyoğlu'nda mimar Gökhan Avcıoğlu'nun restore ettiği tarihi bir binada geçen hafta Borusan Müzik Evi'ni açtı. Kurucu Asım Kocabıyık'ın yıllar önce gözüne kestirip, bir kitapçı açmayı hayal ettiği bir binaydı burası ama Asım Bey'i çocukları öyle bir ikna etti ki sonunda bu bina hem Borusan Filarmoni'nin kullanacağı hem de çağdaş sanat eserlerinin sergilenebileceği bir kültür merkezine dönüştü. İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olduğu bu yıl Borusan'ın sürprizleri bitmedi tabii. Borusan Filarmoni Orkestrası'nın Salzburg Festivali'nde açılış konserini vereceği haberi geldi bu kez. Festival yöneticileri geldikleri İstanbul'da böyle bir seyirci kitlesiyle karşılaşmaktan şaşkına dönmüştü ve filarmoniyi de çok beğenmişti. Ahmet Kocabıyık son olarak Sascha Goetzel'in yönettiği Borusan Filarmoni Avrupa'daki dinleyicilere de ulaşsın diye bir CD de çıkardı.
Krizde nasıl bir sınav verdiniz sizce? Krizi iyi yönettik diye düşünüyorum, çünkü tecrübemiz vardı. Büyük yatırımlarla girdik krize. 250 milyon dolarlık yatırımımızı tam bitirmiştik ki kriz başladı. Yüzde 10 civarında istihdamda küçülmeye gittik. Çünkü işimiz azaldı.
Peki şu anda yani 2010 yılının ilk ayında durum nasıl? Biz şu anda bazı arkadaşları yeniden işe alıyoruz. Bu yıl 2009'dan daha iyi bir yıl olacağını görüyoruz. Arkadaşlar yüzde 15-18 gibi bir büyüme öngörmüş, bütçe yapmışlar ama ben yüzde 20 olacağını düşünüyorum.
Kriz ciroları çok etkiledi mi? Tabii ki. Biz 2008 cirosuna dört yıl sonra varabileceğiz. Bir çok şirket için bu böyle. Herkes dört yıl kaybetti. Bazıları daha da kötüdür herhalde. Biz 2008'de 3.5 milyar dolar ciroya sahiptik. 2009'da 2.5 milyar dolar oldu bu. 2010'da 3 milyar dolar olur. 2011'de 3.5 milyar dolar olar.
Cirodaki büyümeye enerjinin etkisi ne olur? Enerjide ciro o kadar az ki. Yatırımı acayip yüksek, cirosu düşük ama karlılığı yüksek. Bizim şu anki işlerimize hiç benzemiyor o nedenle enerji iyi bir yatırım.
Krizde iyileşme dışarıdan gelecek herhalde… Bu kez kriz dışarının ne zaman iyileşeceğine bağlı. O kadar çok dışa bağımlıyız ki, otomotiv endüstrisi, beyaz eşyaya bağlıyız mesela ve onlar ürettiklerinin yüzde 70'ini ihraç ediyor.
Neden Telekom'dan çıktınız? Bir dönem bu alanda büyümeyi düşledik ama bunun olmayacağını anlayınca da satmaya karar verdik. Çünkü Türkiye'de devler var ve biz büyük oyuncu olamayacaktık. Stratejik olarak çıkmak gerektiğini gördük. İyi bir satış oldu.
Ama enerjide büyüme hayalleriniz devam ediyor… Enerjide ciddi yatırımlarımız var. Bu yıl 350 milyon dolarlık toplam yatırım hedefliyoruz ve bunun 260 milyon doları enerji yatırımı olacak.
Hangi ülkelerde büyümeyi hedefliyorsunuz? Türkiye, İran ve Kazakistan'da yatırımlarımız artacak. Sonra belki biraz Irak'ta olabiliriz. Şu anda Irak'a ihracat yapıyoruz. İran'a Land Rover bayiliğini götürüyoruz şimdi. Yani hem otomotiv hem de Caterpillar işini oralara götürüyoruz.
Yabancı basın bu orkestraya bizim sahip olmamıza şaşırıyor
Orkestranız son zamanlarda çok daha fazla Avrupalı basın mensuplarıyla görüşmenize neden oluyor. En çok hangi soru geliyor onlardan? Böyle bir orkestraya sahip olmamıza şaşırıyorlar. Eskiden bu kadar çok gelmezlerdi, bu konu çok ilgilerini çekiyor. Çağdaş sanat ve müzik kuşkusuz çok etkili oluyor. Kültür sanat işlerini Avrupa'da devlet yaptığı için, bir özel sektör kuruluşunun bu işleri yapmasını anlamıyorlar tabii.
Miami'de gördüğümü Beyoğlu'nda hayata geçirdim
Ayhan Işık Sokak'taki bir binayı satın alıp, restore ettiniz. Sanatçılar orada yaşıyor ve atölyelerinde çalışıyor. Nerden geldi bu fikir aklınıza? Ben bunu ilk Miami'de gördüm. Ama tabii orada bunu belediye yapmıştı. Ben de böyle bir yer yapmak istedim. Şu anda orada 10 artistin atölyesi var. Şimdi onların yaptığı eserlerin sergisini yapacağız. Hiç duyulmamış, yeni mezun genç sanatçılar bunlar. İki yıl kalacaklar ve beğenirsek bir iki yıl daha kalacaklar orada. Gençlerin elinden tutmak lazım. Benim çok hoşuma gidiyor.
10 bin $ olan bir eser neden 35 bin $ oldu anlamıyorum!
Çağdaş sanat eserleri bir anda büyük ilgi görmeye, fiyatları katlanmaya başladı. Ne oluyor sizce? Türkiye'de çağdaş sanat son dönemlerde ikiye üçe katlandı. Ben hiç anlamadım, neden böyle oldu. Çünkü Avrupa'da tam tersi. Normalleşti orada fiyatlar. Türkiye'deki fiyatların sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Olsa çok iyi ama olamaz. 10 bin dolar olan bir eser şimdi 35 bin dolar ise sebep ne? 6 yıl olsa, gelişti, daha güzel eserler çıkarıyor diyebilirsiniz. Ama öyle bir şey de yok.