CESUR İNSANLAR
Yaptığım bu söyleşilerin amacı, gençlere gelecek için ümit aşılamaktır. Burslu okuyup, bugün iş dünyasının saygın kurumlarında zirveye çıkan insanların zorlu yaşam öykülerini aktararak bunu yapmaya çalışacağım. Söyleşiler içindeki kimi ipuçlarının, yollarını aydınlatacağını umuyorum. Bunların aynı zamanda iş dünyasının da istifade edebileceği ayrıntılar içerdiğinden kuşkum yok.İç dünyalarını ve deneyimlerini bizlerle paylaşma cesareti gösteren Türk CEO'lara da teşekkür borçluyum. Onların ülkenin en önemli sorunu ve çözüm önerileri ile CEO'ların global ekonomik krizdeki paylarına ilişkin görüşlerini de dizinin sonunda sizlerle paylaşacağım. Saygılarımla...
"Kayseri'nin Develi kazasında 1948'de doğdum. Memur çocuğuyduk. 3 kardeşiz. O günün koşullarında okul bulmak gitmek zor. Bugünün Türkiye'sinde maşallah her şey var. Artık okul seçme ve beğenme gibi bir tercihiniz var. O yıllarda böyle bir tercih imkanınız yok ki. Okulu bulup da gidebiliyorsanız, özellikle ilkokuldan sonra ortaokul ve liseyi buluyorsanız o müthiş bir şeydi" diyerek yaşam öyküsüne başladı Ayhan Yavrucu. Okuyabilmenin ne büyük bir şans olduğunu ilave etti Ayhan Bey. Arkası şöyle geldi:
SİYASAL'DA BURSLU OKUDU
"Bizim şansımız, Develi'de o yıllarda ortaokul ve lise vardı. Türkiye'de birçok vilayette bile olmayan bir imkan. Develi'de zaten okur yazarlık oranının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olması ve orada kişilerin büyük kısmının üniversiteye gidebilmesinin nedeni, 50'li, 60'lı yıllarda orada ortaokul ve lisenin olmasıydı. Bizim okumamızı sağlayan buydu. Yoksa bir memur çocuğunun hele birkaç tane olduktan sonra üniversiteye taşınması o günün koşullarında olağanüstü zordu." Sonra Ankara'ya geldi, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazandı. Maliye Bakanlığı'ndan da bursu olmasına rağmen, karşılıksız olduğu için Türk Eğitim Vakfı bursuyla okudu. Yurtta kaldı. Gerisini kendisinden dinleyelim:
'HAYALİM KAYMAKAM OLMAKTI'
"Babam devlet memuru olduğu için benim hayalim kaymakam olmaktı. Siyasal Bilgiler'e girdim. Birinci sınıfın sonuydu, bir ağabeyimiz geldi, Doğu'da bir kazada kaymakammış. Anlattıklarını duyunca, tüylerim diken diken oldu ve kaymakamlığa gitme sürecini değiştirdim. Hatta bunu bir süre babama da söylemedim. Üçüncü sınıfta bölümlere ayrılırken, iktisat maliye şubesine geçtim. Babama söylediğimde, 'Peki senin kararın ama böyle devam etseydin daha memnun olurdum' dedi. İnanılmaz kötü koşullar. Anadolu'dan geldim, koşulları bilmiyor değilim ama bir anda kafanızdaki o kaymakam ideali değişiveriyor." 1972'de Maliye'ye hesap uzman muavini olarak girip sınavla hesap uzmanı olan Ayhan Bey, 5 yıl Maliye Bakanlığı'nda çalıştı. Devlette kalıp yükselmeyi hedefleyen Yavrucu, "Bir gün yolum Üzeyir Bey ve İshak Bey'le çakıştı. Bir görüşme yaptım, 1977'de ayrılarak Alarko'ya geldim. Şansa da kadere de inanırım" diyor.
33 YIL SONRA HÂLÂ İŞE YENİ GİRMİŞ GİBİYİM
Genel Muhasebe Müdürü olarak başladığı işinde, özellikle yıl sonlarında çok muhasebe fişi kestiğini anımsayan Yavrucu, 25 yıl geçirdiği Üzeyir Bey ve 33 yıldır birlikte olduğu İshak Bey'in patron gibi değil, bir ağabey, bir iş arkadaşı gibi davrandıklarını anlattı. Ayhan Yavrucu, "Burası benim gerçek anlamda bir yuvamdır. Her akşam yorgunluğunu stresini unutup, 33 yıl sonra hâlâ her sabah bugün yeni başlıyor gibi inançla işe geliyorum"dedi.
CEPTE HURMA ÇEKİRDEĞİ TAŞIYOR
Uğur getirmesi için cebinde nazar boncuğu ve hurma çekirdeği taşıyor ve bunu insana iç huzuru veren bir inanç olarak ifade ediyor. Emeklilikte mesleğine yönelik anılarını yazmayı planlıyor. Fırsat bulursa bir üniversitede bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaşacak. Galatasaraylı. Öğrenciliğinde Gülhan otobüsleri ile maç izlemek için çok İstanbul'a gelmişliği var. Gençlerin çok çalışmalarını ve yükselmek için sabırlı olmalarını istiyor.
KÖPEKLERİM TÜM STRESİMİ ALIYOR
Ayhan Bey 15 yaşından beri avcılığa meraklı. Bu tutkuyu babası aşılamış. Daha çok kuş avına giden Yavrucu, "3 av köpeğim, bir kangal köpeğim var. Av köpeklerim şirketin bahçesindedir. Arabam, fişeklerim, tüfeklerim, giysilerim, köpeklerim ne zaman fırsat bulabilirsek gidecek şekilde o umudu taşıyoruz. Umuda yolculuk derler ya Gitmesem bile gidebilmek umudunu canlı tutmak bana yetiyor. Akşam 10-15 dakika o köpeklerimle meşgul olmak müthiş stres atar" diyor.