Hikâye ünlüdür. Cehennemin Türkiye bölümünde kendilerine iş düşmediği için tek bir zebani bile ortalıkta görünmezmiş. Çünkü kafayı çukurdan çıkarmaya çalışanı mutlaka cehennemliklerden biri aşağıya çekermiş... Yelkenciliğin ve denizciliğin gelişmesi, popüler hale gelmesi için yıllardır bir avuç insan hep birlikte koşturuyoruz. Aynı amaca koşturduğumuz insanların arasında şahsen tanışmadığımız ama çalışmalarını beğeniyle izlediğimiz kişiler de var... Son dört-beş yıldır yelken ve amatör denizcilik popüler hale geliyor diye kendi kendimize sevinip havaya girerken öyle olaylar yaşıyor, öyle hareketlerle karşılaşıyoruz ki, insan taş kesiliyor... Kimse alınıp kırılmasın, birkaç taze örnek vereyim, si değerlendirin; Seçim çalışmaları var ya, Deniz Baykal konuşuyor: Bunlar köylüye değil yatlara verilen mazotu ucuzlattı!

YELKEN KAN KAYBEDİYOR...
Ucuz mazot yatlara, yani amatör teknelere verilmiyor. İndirimden faydalananlar balıkçılar, gemiler ve profesyonel çalıştırılan yatlar. Bu devirde böyle bir demagoji olacak iş değil. Baykal'ın söyledikleri insanın resmen moralini bozuyor. Sözlerine bakıp, "Yarın iktidara gelirse denizcileri Allah korusun!" mu diyelim bilemiyorum. Gıdım gıdım yelkene sponsor bulmaya çalışıyoruz. Gecesini gündüzüne katıp üstüne cebinden para harcayanlardan biri de Yelken Federasyonu Başkanı Nazlı İmre. Dün yeni bir kararları elime geçti. Federasyon yarış takvimine girmek için 5 bin, sponsorun adıyla yarış düzenlemek de ayrıca 10 bin YTL isteniyor. Yani toplam 15 bin YTL. Diğer masraflar hariç bu sadece federasyon payı. Üstelik de 2008 için önünüzde sadece 15 gün var... Yelkende biri iki sponsor adı duyuldu ya, vur deyince öldürecekler. Bu gidişle seneye Federasyon takviminde kaç sponsorlu yarış yer alacak hep birlikte göreceğiz. Bunu yıllardır yelken için varını yoğunu ortaya koyan bir insan yapmasa, bu kadar koymayacak... Bu yıl Deniz Kuvvetleri, aşağı yarışının sponsorsuz ve daha mütevazı ölçülerle sponsorsuz yapılmasını istedi. Üstüne yarış tarihinde ilk kez refakat teknelerine gazeteci de alınmadı. Yaşadığımız nazik ortamda hepimiz saygıyla karşıladık. Yarış günü bu yarışı 28 yıldır izleyen gazeteci Hasan Onuker, fotoğraf çekmek için bir bota bindi. İsmini kimseyi daha fazla üzmek için vermiyorum, bir TAYK mensubu dostumuz, "Tekneye bindin ama çektiğin tek bir kare resmi derginde kullanamazsın," diyerek engellemeye kalktı. Tabii Onuker anında bottan indi. Kendisine başka bir tekne bulundu. Aslında bugün aşağı yarışını yazacaktım ama inanın bu son olaydan sonra hiç elim varmadı. Hasan Onuker'in engellenmeden çektiği resimle idare edeceksiniz. Baştan da dedim ya kendi ayaklarımızdan aşağıya çekenler kendimizden olunca zebaniye filan gerek yok...