* Dizi bittiğinde duygularınızla başbaşa kalacaksınız ve kararınızı o zaman mı vereceksiniz?
K.İ: Hayat böyle bir şey. İnsanlar birbirlerini iyi tanımalıdır. Bu işte de böyle, özel hayatta da böyle. Jülide ile müthiş bir arkadaşlığımız var. Ben Jülide Kural'da kendi dünyamla ilgili müthiş bir ışık görüyorum. Ama sayfayı azıcık açtığım zaman kavgalar başlıyor...
* Sanırım onun da sizin gibi baskın bir karakteri var. Ve sanırım bugüne kadar dizilerde birlikte olduğunuz rol arkadaşlarınızdan çok farklı...
K.İ: Karşıma bir feminist daha çıktı... Eyvah!..
* Belki de kendinizi tam anlamıyla ifade edemiyorsunuzdur. Yüreğinizdeki sevgiyi en yakınınızdakiler bilir. Onun dışında çoğu zaman suratı asık bir adamsınız...
K.İ: Evet... Jülide Hanım da adımı duyduğunda önce "Aman aman" demiş.
* Siz Jülide Hanım'la tanışmadan önce oyununa gitmişsiniz. İlk izleniminiz neydi?
K.İ: Gittim. Çok da beğendim. Çok başarılı. Başarılı olmak zorundaydı zaten. Ben onu başarılı yapardım.
* Ne dersiniz?
J.K: Böyle bir tanımlamaya cevap vermiyorum.
K.İ: Çünkü başarılı olmak için her şeyi yapar.
* Yeteneği olmasaydı nasıl başaracaktı?
K.İ: Yeteneği olmasaydı biterdi zaten. Eğer yaptığımız işte insanlara bir şey anlatırken biz belli yolları aşmamışsak hiç takip etmezler.
* Hangi konularda tartışıyorsunuz?
K.İ: Jülide Hanım'ın politik görüşleri var. Onun savunduğu değerlerin doğru olmadığını söylüyorum. Benim 20 yıl önce yaşadığım heyecanı şimdi yaşamak için müthiş bir mücadele veriyor. Ben de aldatıldığımızı, artık bunların çağımızda geçerli olmadığını söylüyorum. Bunları söyleyince kavga başlıyor.
J.K: Aslında ikimiz de ortak şeyleri savunuyoruz. İkimiz de haksızlığa ve eşitsizliklere karşıyız. Ama bunun pratiğe geçmesi konusu başlayınca tartışma çıkıyor. Ben solcuyum, benim bildiğim Kadir İnanır da solcu zaten...
K.İ: Amerika Irak'a saldıracak diye, bunlar 15 kişi Beyoğlu'na çıkıp "Savaşa hayır" diyorlar. "Gitme, işimiz gücümüz var" diyorum. Bunu yapmamak düşüncenden vaçgeçmek değil ki? İşte buna benzer konularda tartışıyoruz.
J.K: Bana göre bu dünyada haksızlığa karşı tek bir kişi bile kalsa ben o insanın yanında olacağım. Hayır demeye devam edeceğim. Başkalarının karnının doymadığı yerde benim karnımın doyuyor olması bana bir şey ifade etmiyor. Aslında bu tavrımı inanılmaz bir saygıyla karşılıyor. Bu noktada ayrı düşsek zaten hayat içinde yanyana duramayız.
* Şeklini tartışıyorsunuz sadece...
K.İ: Savaşa en şiddetli karşı çıkan benim. Ama senin gücün yetmez. Bu alınmış bir karardır, sen değiştiremezsin. Bu çekişme kadın-erkek konularında da oluyor. Tutturmuşlar kadın kadın kadın...
* Bu konuda da tartışıyor musunuz?
K.İ: Tabii. Bu erkek düşmanlığı nedir ya?...
J.K: Ben feministim. Öz itibari ile aynı düşüncelere sahibiz ama Kadir İnanır'ın çok erkek bir dili var. Erkek egemen ideolojinin dilini kullanıyor kadınlara karşı. Ve böyle yapmaya başladığı an ben geriliyorum.
* Maçoluk mu bu?
J.K: Aslında maçoluk bir üslup olarak ona yapıştırılmış. Tam tersi, benim tanıdığım en ince insanlardan biri. Bir kadına da nasıl davranılacağını çok iyi biliyor. Duygu olmazsa o rolü canlandıramam" demişti. "Birinin gözlerine bakıp, 'seni öyle seviyorum ki, gözlerine baktıkça içim eriyor' diyeceğim. Duygu olmazsa bu söylenir mi?"... Bunları, o çok sansasyonlu, motivasyon tartışmalarının doğduğu dizi çekimleri sırasında yaptığımız röportajda söylemişti. Bu sözleri ve oyunculuktaki bu tavrı çok konuşuldu, çok tartışıldı ama Kadir İnanır hiç geri adım atmadı... Onun bu tavrını bilenler, şimdi dikkatle "Bütün Çocuklarım" dizisini izliyor ve merakla soruyorlar: Ali Yahya Bey ile Bahşende Hanım'ın aşkı Kadir İnanır ile Jülide Kural arasında da yaşanıyor mu? 10 yıl öncesinden "Süper Baba" dizisinden tanıdığımız tiyatrocu Jülide Kural ile Kadir İnanır, ilk kez bir röportaj için yanyana geldi... Ve konu tabii ki aşk oldu... Bir yorum isterseniz şunu söyleyebilirim: Fotoğraflar çekilirken poz falan vermediler, birbirlerinin gözlerinde eridiler...
* Jülide Hanım, Kadir Bey, "Duygu olmazsa o rolü canlandıramam. Ben hissetmeliyim ki, o duyguyu izleyiciye de geçirebileyim" der. Dizide birbirinize aşıksınız ve bir öpüşme sahneniz oldu. O sahnede neler yaşandı?
Bu konuyu biz de aramızda konuşmuştuk. Şöyle bir şey demişti: "Aşığı oynayacaksam aşık olmalıyım ki, doğallık olsun." Bunu ilk söylediğinde tepki gösterdim. Haydi şimdi aşık olayım deyip aşık olamazsın. Ama oyunculukta bunun bir metodu vardır. Aslında ikimizin de söylemek istediği şey aynı. Sadece sözcüklerimiz farklı. Ben buna metod diyorum, o bunu kendi tecrübelerinin getirdiği bir içgüdüyle yaşayabildiğini söylüyor.
Kadir İnanır: "Yaşadığımız duyguyu nasıl inandırıcı kılacağız? Eğer 'deli bir aşığı oynarım' diyorsanız nasıl oynayacaksınız?" dedim. Karşı çıktı, teknikle yapabileceğini söyledi. Ama ben buna asla inanmıyorum. Böyle bir şey olabileceğine inanmıyorum. Çünkü orada sentetik bir yapı vardır, teneke sesi vardır, onu izleyen hisseder. Sonunda anlaştık. Yani öpüşürken öpüşür gibi mi yapacaktık? Nasıl yapacaktık? Şimdi kendisi bunu benden daha fazla savunuyor.
Jülide Kural: Ben bu konuda söylediklerimden vaçgeçmedim. Aslında aynı şeyi düşünüyoruz, sadece farklı tanımlıyoruz. Tabii ki karşındakine bir duygu beslemeden bir şey olmaz. Oyunculuk sadece teknik bir şey değil. Oyunculukla içinizdeki duyguyu harekete geçirirsiniz.
* Öpüşürken "öpüşmüş gibi" yapmadığınıza göre sizin Jülide Kural'dan çok etkilendiğinizi söyleyebilir miyiz?
Yani niye etkilenmeyeyim... Jülide Kural'ın insanı bayağı etkileyecek bir yapısı var. Hem söylemiyle, hem duruşuyla. Fiziğiyle ilgi duyulmayacak bir kadın değil ki. Ben de sağlıklı bir erkeğim. Bu kadınla ilgilenilmez mi, bakar mısınız? (Gülüşmeler...)
* Oldu da hiçbir elektrik hissetmediniz...
O zaman olmaz ki.
* Ne yapacaksınız? Dizinin ortasında senaryo mu değişecek?
K.İ: Ya o giderdi, ya ben giderdim. Eğer iş ille devam edecekse, olayların yönü değişirdi.
J.K: Ben Süper Baba'da Şevket Altuğ ile çok büyük aşk yaşıyordum. Oysa Şevket'le de aramda bir şey yoktu. Olmadı, olamazdı da... Ama insanlar hep bizim aşkımızı konuştu. Tek yaptığım içimdeki aşk duygusunu harekete geçirmekti. Ona bakarken dünyada en çok sevdiğim erkek gibi bakıyordum.
* Ama hiçbir zaman "Şevket Altuğ'la aranızda aşk var mı?" sorusu sorulmadı...
K.İ: Şevket Altuğ'u ben de çok severim ama şöyle bir laf vardır. "Cin başka peri başka" derler. İzleyici beni çok farklı takip ediyor. Benim yalnızlığımı ortadan kaldırmak istiyor. Ben biriyle karşı karşıya geldiğim zaman "Ne olacak şimdi" diye bakıyor. Cin başka, peri başka dediğim bu. Benim yaptığım her işte bu sorular sorulacak.
J.K: Aslında çok doğru söyledikleri. Çünkü Şevket sadece bir oyuncu. Kadir İnanır ise başka bir kimlik, yalnız bir erkek... Bu toplumda çok sevilen bir isim. Ve hep evlendirilmek istenen, hayatında bir kadın olsun istenen bir kişi. Dolayısıyla sevgilisini oynayan bir kadın varsa hemen o sorular gündeme gelmeye başlıyor.
* Sonuçta oyunculuk yöntemleri konusunda hangi noktada buluşup uzlaştınız?
K.İ: Benim dediğim oldu. Jülide Hanım benim dediğimi kabul etti. Biz şimdi sette son derece profesyonelce ama çalışmanın içine sıcak duygular katarak ortaya başarılı resimler koyuyoruz. Halk buna inanmaya başladı.
* Bu durum özel hayata ne kadar yansıyacak?
K.İ: Doğrusu, ben kendisini çok beğeniyorum. Bunun özel hayatımızdaki payını senaryo ilerledikçe, arkadaşlığımız ilerledikçe göreceğiz...
* Jülide Hanım'a bu kadarını bile söylettiremedim...
K.İ: Ben söylerim. Sürekli yanyana iki insanız. Eğer arızalı değilseniz, sağlıklı insanlarsanız, orada ürettiğiniz dünyada size kalan değerler vardır. Yoksa başarılı olamazsınız. İnsanları kandıramazsınız.
