- Son yıllarda çıkan albümlerde adınıza pek rastlamıyoruz. Pop müzik piyasasındaki durum yüzünden mi, yoksa tamamen kendi tercihiniz sebebiyle mi uzak kaldınız?
- Her ikisi birden. Ben aslında pop müzik piyasasında çok olmuyorum. Sezen, Sertab, Levent gibi birkaç özel arkadaşım için yapıyorum. O da çoğu zaman filmler ya da müzikaller için yaptığım müzikler oluyor. Ben müziğin daha çok eğlence dışı kullanımını seviyorum. Öbürünü gayet güzel yapıyor arkadaşlar piyasada. Daha başka bir misyonum olduğunu düşünüyorum. Ne müziği yaparsam yapayım, kendi kültür köklerimden kopmayan bir müzik yapmaya çalışıyorum birincisi. Klasik müzikte de olsun, Türk müziğinde de çok konservatifler. Ben bütün müzikal yaşamımda, 'var olan değerlerimiz müzelik olmasın', 'çağdaş boyutlara ulaşsın' diye çabaladım. Onun için kendine böyle bir misyon belirleyen bir adam, pop müziğin günlük rekabetinde olmak istemedi açıkçası. Ama film müziklerinin bazılarına baktığında, 'beni şarkı yap' diye kendisi zorluyor zaten. İki üç sene önce Sezen için oldu mesela, bir film müziği yazmıştım.
- Sizin bestelerinize en çok söz yazan kişilerin başında Aysel Gürel geliyor. Yakınları Aysel Gürel'in, iki valiz dolusu gün ışığına çıkmamış şarkı sözü olduğunu söylüyor. Siz bunlardan, bestelemeyi düşünüyor musunuz hiç?
- Aslında ben bunu, Müjde ve Mehtap ile konuştum. 'Bütün sözleri alalım ve internette bir 'Aysel Gürel sitesi' yapıp orada paylaşalım,' diye öneride bulundum. 'İsteyen besteci de telifini ödeyip oradan alır. Hem satış yapılır, hem de Aysel'in bütün eserleri, bizim duymadıklarımız ortada olur,' diye. 'Ne güzel, hoş olur' dediler ama sonra ilgilenilmedi. Yine benim yapmam gerekecek sanırım. Hakikaten bende de var, piyanonun üstünde bile bulursun Aysel'in yayınlanmamış sözünü.
- Türk pop müziğinin temel taşlarından biri olarak, şu an çıkan şarkıları nasıl buluyorsunuz?
-Ben popçu değilim. Ben ciddi müzik tarafındayım. Ama çok nadir olsa da, iyi bir şey olduğu zaman dikkatimi çekiyor hemen.
- Hangi şarkılar mesela?
- Hep keşif arıyorum ben parçalarda. Tarık Mengüç'ün Şakşuka parçasıyla çok alay ettiler mesela. Çok ilginç bir hicaz kullanımı var o parçada. Çocuğa da söyledim, 'Attila Abi, ilk kez senden duyuyorum bunu, kimse söylemedi,' dedi. Çok mutlu olmuş, hatta gitmiş ağlamış sonra.