- 'DOT'a gelen seyirci' diyorsunuz, onlar dışındakilere de hitap etme gibi bir derdiniz yok mu?
- M.D: Bizim oyunların herkese hitap etmesi pek kolay değil aslında. Televizyon izleyicisi ya da kendini güvende hissetmek isteyen seyirci grubunun kolay kolay seyredebileceği oyunlar değil. Seyrettiğinden rahatsız olan bir izleyici grubu hep oldu oyunlarda. Oyunlar size şunu söylüyor; 'Sen öyle bir yerde konumlanıyorsun ki aslında hiç de kendini gördüğün nokta değil orası.' 'Kendine karşı cesur ol,' diyor. O yüzden rahatsızlık veriyorlar.
- Ne anlatıyor Shopping and F...ing?
- Tuğrul Tülek: Bir kara mizah örneği diyebiliriz. Hikâye aslında tam bir klişe masal referanslı, Hansel ile Gretel gibi iki kaybolmuş çocukla başlayan bir masal. İnsanların birbirlerini gayet rahat alıp satabildiği bir dünya burası. Birçok bağımlılık üzerinden anlatılan bir çıkmaz söz konusu, sadece madde değil, alışveriş de sevgi de seks de dahil buna.
- Ece Dizdar: Karakterlerin isimleri Take That ve East 17 grup üyelerinin isimlerinden geliyor. Benim canlandırdığım karakter Lulu da onların düet yaptığı bir şarkıcı. Yani 90'ların bebek çocuklarının böyle kirli bir hikâyede resmedilmesi de aslında ilginç.
- M.D: Toplumunun ne raddede, ne kıvamda olduğunu anlatan bir oyun var karşımızda. Alıveriş yapmakla s...şmeyi yan yana getiren bir durum var ortada. Seyredeni sallayan, rahatsız eden bir oyun olacak, ötekiler gibi. 'Ben ne yaşıyorum, evimde, sokakta ne yaşıyorum?' Bunu sürekli sormanız gerektiğini söylüyor.
- Oyuna gelip ayaklarını yere vurarak salondan çıkan seyirci, sizi nasıl etkiliyor?
- Serkan Altunorak: Bizim sahneye taşıdığımız şeyleri insanlar televizyonda zaplayabilir, gazetede sayfayı değiştirebilir. Buraya geldiğinde, bir performansla karşılaşıyor ve orada çok ciddi şeyler söyleniyor, özenle hazırlanmış bir iş görüyor. Artık onu o saatten sonra reddedemiyor. Ya kaldırabiliyor, izlemeye devam ediyor ve çıkınca mahvolmuş bir şekilde düşünmeye başlıyor ya da kaldıramıyor ve çantasını alıp gidiyor.
- İbrahim Selim: Burada herkes eşek gibi çalışıyor ve reddeden de bunu görmezden gelemez, sanmıyorum. Çok çalışıp çok iş yapıyoruz. Beğenmeyen de beğenmez.