Ömrü 15 günle sınırlı bir dergiydi Genç Kız. İlk sayısı 1 Aralık 1963'te çıktı. 15 Aralık'ta da ikincisi yayımlandı ve ne yazık ki 1964 yılını göremedi. O yıllarda İzmir'de Evrim adında bir sanat dergisi de çıkmaktadır ve hem Genç Kız'ın, hem Evrim'in sahibi ve sorumlu yönetmeni M. Gündüz Badak'tır. Badak, o girişimciliğini sürdürebilseydi, belki de bugün İzmir'de bir medya patronuydu, kim bilir. Refik Durbaş ise o sıralar Namık Kemal Lisesi öğrencisidir. Evrim'in de Genç Kız'ın da künyesindeki adresinden başka yeri yurdu yoktur. İki dergi de Konak'ta, Saat Kulesi'nin altında hazırlanmaktadır. Kimler mi yazdı Genç Kız'da? Cenap Metin dışında R. Durbaş şiir sayfası düzenledi. İlhami Kılıçoğlu müzik köşesi hazırladı. Ve Edip Baran imzalı Susuz Yaz filmiyle ilgili bir foto röportaj... Edip Baran, Namık Kemal Lisesi'nde sıra arkadaşımdı. Babası, o yıllarda Efes Müzesi Müdürü Musa Baran, ki Bademler'de baba evini çocukluğumuzun unutulan topaç, çember, sapan gibi oyuncaklarıyla donatıp bir 'müze' haline getirecekti. Edip Baran, öğrenimini sürdürmenin yanı sıra Hürriyet gazetesinin de bölge muhabirliğini yapıyordu. Bademler'de çekilen Susuz Yaz'ın bütün evrelerine tanıklık etti. Filmin galası Bademler'de yapılacaktır. Edip Baran, Hürriyet Ajansı'ndan Çetin'in fotoğrafları eşliğinde, 'Susuz Yaz'ın galasından geliyorum' başlığıyla Genç Kız'a şu satırları yazacaktır: "Filmin baş aktörü ve prodüktörü Ulvi Doğan yanıma yaklaştı, 'İstanbul'da kar yağıyordu çıktığımızda,' dedi. Gecenin üçüydü, biz Susuz Yaz'a akşamdan gelmiştik. Olancamız, Bademlerliler, filmin aktrislerinden Hülya Koçyiğit, Erol Taş, Ulvi Doğan ile Susuz Yaz ekibinden birkaçı ve 15 kadar gazeteciydik. Filmin baş aktrisi Hülya Koçyiğit seyirciye sunulurken hayli heyecanlıydı. Sonra Erol Taş ve Ulvi Doğan takdim edildiler. Metin Erksan, filmde susuzluk ve kadınsızlık üzerinde durmuş. Toplumsal ve psikolojik bir film Susuz Yaz." Susuz Yaz'ın galasının yapıldığı, o köy, Bademler'di. Susuz Yaz, Berlin'de Altın Ayı Ödülü'nü aldıktan 45 yıl sonra 61. Cannes Film Festivali'nde bir kez daha gündeme geldi. Un Certain Regard'ın Jüri Başkanı Fatih Akın'ın tanıtımıyla 'Klasik Filmler' bölümünde gösterildi. Bunlar Türk Sineması adına güzelliklerdi. Ama nedense kimsenin akıl kuyusuna, Susuz Yaz'ın iskeletini oluşturan hikâyenin yazarı Necati Cumalı'nın adı düşmedi. Edebiyatın kaderi de bu olsa gerek... Sevgili Umur Talu'nun izniyle şu satırlarını bir kez de ben buraya aktarmak istiyorum: "İyi sinema, bir bakıma çok sanatın, çok sanatçının işini bir arada yapabilme becerisi. Ceylan, özel bir ressam, iyi bir ozan, güzel bir sinemacı. Çok yerel, çok evrensel. Ceylanları ve tüm ekiplerini, Yavuz Bingöl ile Hatice Aslan başta, tüm oyuncuları, oyunculukları; güzel ülkenin bir vatandaşı, bir sinema müridi, azıcık uzakta iken ülkesine içi tutkuyla daha da titreyen kardeşlerinden biri olarak kutlarım." Nuri Bilge Ceylan ve çalışma arkadaşlarını ben de yürekten kutluyorum.