Avrupa'da corona virüs aşısına ilk onayı alan BioNTech firmasının kurucuları Uğur Şahin ve Özlem Türeci çalışmalarına ilişkin önemli bilgiler verdi. Türk doktorlar aşıya onay almalarına rağmen kendilerine klinik düzenlemeleri nedeniyle aşı yapmadıklarını, diğer insanlarla beraber aşı olacaklarını belirtti.
Türk doktorlar çalışmalarına ilişkin New York Times'a yeni açıklamalarda bulundu.
Pfizer ile ürettikleri aşının BioNTech şirketi çalışanlarına yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusuna Şahin-Türeci çifti "Henüz değil" yanıtını verdi.
"Klinik düzenlemelerden dolayı aşı yaptırmamıza izin verilmiyor" diyen Şahin, "Aşı şu anda sadece klinik deneyler dahilinde uygulanabiliyor. Ve klinik denemelere şirket çalışanlarının katılmasına izin verilmiyor. Yani bu, aşıya diğer insanların da erişimi olduğunda bizim de erişebileceğimiz anlamına geliyor" diye konuştu.
YAYILACAĞINI FARK ETTİM
Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan virüsün yayılacağını nasıl tahminettikleri sorusuna Şahin şu yanıtı verdi: "SARS salgınından beri 20 yıl geçti. Daha fazla trafik ve seyahat oldu. Dünya daha küçüldü. Ve Çin dünyanın iktisadi olarak en baskın ülkelerinden birisi. Bu, bir yönü. Bu virüs için ikinci anahtar yön şu ki, enfekte olan insanların bir bölümü belirti göstermiyor ve bu da, bu virüsün küresel yayılmasına kapı açtı. Bunun çok erken bir zamanda pandemi haline geleceğine ikna olmuştum. Ocak ayının sonuydu.
Lancet dergisinde makaleyi okuduktan sonra bir şeyler yapmak zorunda olduğumuz benim için netti. Şirketimizin hızlı yanıt için bir dizi becerisi ve teknolojisi mevcut. Biri geliştirdiğimiz 'messenger RNA' teknolojisiydi ve devam eden bulaşıcı enfeksiyon aşı programlarımız vardı. Ancak ikinci husus, kişiselleştirilmiş kanser aşısı platformumuza dayanan ekibimizin, kısa sürede birden fazla adayı değerlendirmemizi sağlayan süreçler oluşturmasıydı."
TRUMP'IN İDDİASINA YANIT
İkili, ABD Başkanı Donald Trump'ın seçimi kaybetmesi için aşı keşfinin geç açıklandığı yolundaki iddiasını da değerlendirdi.
"Burada Almanya'da, geciktirmek ya da ABD seçimlerine müdahale etmekte herhangi bir çıkarımız yok" diyen özlem Türeci şu ifadeleri kullandı:
"Biliyorsunuz ki, klinik denemeler son derece kurallara uygun düzenleniyor ve bu gerçekten geciktirebileceğiniz, durdurabileceğini ya da hızlandırabileceğini bir şey değil."
"SİYASETLE İLGİLENMİYORUZ"
Uğur Şahin ise iddiaya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Siyasetle ilgilenmiyoruz. Günün sonunda bizim çıkarımız mümkün mertebe en hızlı şekilde bu aşıyı geliştirmek. Etik standartları takip etmek, bilimsel standartları takip etmek zorundayız.
Pazar günü akşam etkinlik sonuçlarını öğrendim ve ertesi sabah sonuçları açıkladık. Bu öylesine önemli bir bilgiydi ki, ekibimiz, basın ekibimiz uygun haberle ortaya çıkmak için bütün gece çalıştı.
Yani günün sonunda, biz bilimle hareket ediyoruz, kendi standartlarımızla hareket ediyoruz. Bu, hiçbir siyasi gündemle eşleşmez."
mRNA TEKNOLOJİSİNİN ÖZÜ
Gazetenin aşının yapısını oluşturan "messenger RNA" (mRNA) teknolojisinin kullanım süreçleriyle ilgili sorusuna da Dr. Özlem Türeci şu yanıtı verdi: "mRNA şu ana kadar onaylanmış bir aşı veya ilaç sınıfı değil. Ama bu, 20 yıldır var olan bir teknoloji. Ve klinik denemelerde, bulaşıcı hastalık belirtilerine ilaveten kansere karşı da yıllardır kullanılıyor. Dolayısıyla mekanik olarak, bir aşı ile elde etmek istediğiniz şey, bir kişiyi aşılamanız ve böylece bağışıklık sisteminin virüsün bazı kısımlarını veya virüsün zayıflatılmış bir biçimini görmesini ve hangi protein yapılarına karşı bir bağışıklık geliştireceğini anlamasını sağlamaktır.
Ve eğer bu kişi bir noktada gerçek virüsle karşılaşırsa, bağışıklık tepkisi zaten oradadır ve çok hızlı hareket ederek hastalığı önler. Ve mRNA ile yaptığımız şey, virüs proteinlerini değil, genetik bilgiyi, yani proteinin öncüsü olan RNA'yı sağlamak."
GENETİK BİLGİ YÜKLEMESİ
NYT'nin "Yani aslında ölü virüsten ziyade sentetik genetik talimatları mıyerleştiriyorsunuz" sorusuna Özlem Türeci, "Tamamen öyle. Bu, bir virüsün genetik bilgisinin sentetik formudur ve daha önemlisi tam virüs değildir. Bunlar sadece iyi bir bağışıklık tepkisi için önemli olan kısımlardır. Bu durumda, koronavirüs için, sivri uçlu proteinin genetik bilgisidir. Ve sivri uçlu protein, virüsün enfekte etmek istediğiinsan hücrelerine takıldığı bir kancadır. Bu yüzden işlevsel olarak virüsün çok önemli bir parçası. Ve bu yapıya karşıbir bağışıklık tepkisi oluşturabiliriz" yanıtını verdi.
SENEYE NORMALE DÖNEBİLİRİZ
Gazetenin, "Yüzde 60 aşılanma oranına ulaşılması halinde, ne zaman normale dönülmesini bekliyorsunuz" sorusuna Prof. Şahin şu yanıtı verdi: "Zorlu kış dönemimiz var. Umarım ilkbahar ve yazla birlikte enfeksiyon oranları Yaz nedeniyle düşer. Yaz sonuna kadar aşılanma oranının yüzde 60, yüzde 70 aralığında olmasını bekliyorum. Ve buna ulaşırsak, gelecek yıl normal bir sonbahar ve kış geçirebiliriz."
DÜNYANIN EN ZENGİN 500'Ü ARASINA GİRDİ
Koronavirüse karşı dünyada onaylanan ilk aşıyı geliştiren Prof. Dr. Uğur Şahin ile Dr. Özlem Türeci, dünyanın en zengin 500 kişisi arasına girdi. BioNTech'in hisseleri, İngiltere'nin aşıya onay vermesinin ardından yaklaşık yüzde 10 artarken, yıllık değeri yüzde 250'den fazla yükseldi.
Bloomberg'ün Milyarderler Endeksi'ne göre, bu gelişmeden sonra Uğur Şahin, 5.1 milyar dolarlık net servetiyle dünyanın en zengin 493'üncü kişisi oldu. Gelecek hafta ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ile Avrupa İlaç Ajansı'nın (EMA) da onayının ardından, BioNTech hisselerinin zirveyi görmesi bekleniyor.