The British Journal of Obstetrics and Gynaecology (Britanya Kadın Hastalıkları ve Doğum Dergisi) isimli hakemli bilim dergisinde yayımlanan araştırmanın başyazarı Dr. Mehreen Zaigham, 27 yaşındaki hamile bir kadının İsveç'in Malmö kentindeki Skane Üniversite Hastanesi'ne şiddetli karın ağrısıyla başvurduğunu bildirdi.
Genç kadında ateş ve öksürük gibi belirtiler vardı ve fetüsün kalp atışları da yavaşlamıştı. Bu nedenle anne adayı derhal sezaryene alındı ve hamileliğinin 34. haftasında bebeğini dünyaya getirdi. Doktorlar, yenidoğana kalp masajı yaptı ve oksijen desteği sağladı.
Daha sonra hastane personeli bebeği tecrit altında tuttu. Yaşamın ilk 60 saati boyunca bebeğin, anne veya herhangi bir aile üyesiyle hiçbir teması olmadı. Hem anne hem de bebeğin koronavirüs testleri pozitif çıktı.
Bebek başka bir belirti göstermedi ve kısa süre içince vücudunda antikorlar oluştuğu görüldü. Anne sütünde antikor bulamayan araştırmacılar, bebeğin bağışıklık sisteminin virüsü etkisiz hale getirmek için harekete geçtiğini ifade etti.
Skane Üniversite Hastanesi ve Lund Üniversitesi'nde görev yapan Dr. Zaigham'ın liderliğindeki araştırma ekibi, bebeğin enfeksiyonu anne karnında kaptığını doğrulamak için hem anneden hem de bebekten doğduğu anda alınan örnekleri genetik açıdan karşılaştırdı. Bulgular virüsün gerçekten de bebeğe anne karnındayken geçtiğini gösteriyordu.
Ancak bebekten birkaç gün sonra alınan örnekleri inceleyen araştırmacılar, virüsün genetik dizisinin değiştiğini gördü. Doğumdan 5 gün sonra bebekteki koronavirüs mutasyona uğramıştı. Araştırmacılar, bebeğin anne rahminden çıkarak ortam değiştirmesinin genetik değişimi tetiklediğini düşünüyor.
Dr. Zaigham, The Conversation'da kaleme aldığı yazıda bu örneğin dünyada ilk olduğunu söyledi. "Bebek artık virüsün hem anneden gelen hem de mutasyona uğramış versiyonlarını taşıyordu" diyen Dr. Zaigham, sözlerini şöyle sürdürdü: Bildiğimiz kadarıyla bu, doğumdan önce anneden koronavirüs bulaşan bir bebekte koronavirüsün genetik açıdan değiştiği ilk vaka.