ABD 7 yıl sonra ilk kez Esad'ı hedef aldı. Rusya'nın kontrol ettiği hava sahasını delerek rejime ait üsse bomba yağdırdı. Dünya karıştı. Prof. Dr. Mustafa Aydın, domino etkisi yaratan bu gelişmeyi Takvim'e anlattı. İşte, Prof. Dr. Aydın'dan İblid hava saldırısı yorumu!
Trump'ın bu operasyonu hem iç kamuoyuna, hem Rusya'ya hem de Esad'a yönelikti. NATO, Ruslar'ı küçümsedi, kendilerine eşit bir ortak olarak görmedi.
Rusya ise uzun zamandır NATO içinde bir zafiyet oluşturmaya çalışıyor. Fransa ve Almanya ile iyi ilişkiler kurarak Batı'yı içerden bölmeye çalışıyor...
Putin, enerjiyi oligarkların elinden alıp kendine bağladı. Böylece Gürcistan ve Ukrayna'nın Batı'yla irtibatını kopardı...
Dünya geçtiğimiz haftayı, ABD'nin Suriye operasyonu ile noktaladı. Trump, başkan olduktan sonra ilk operasyonel gücünü Suriye'de kullandı. Esad, muhaliflere kimyasal bomba yağdırınca Trump düğmeye bastı. Ruslar'ın kontrol ettiği hava üssüne füze attı. Kadir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Suriye üzerinde karşı karşıya gelen ABD ile Rusya arasındaki çatışmayı Takvim'e anlattı.
Çarlık Rusya'sından Rusya'ya nasıl bir gelenek var?
O dönemden bugüne değişen yanlar var. Ama değişmeyen özellikler daha fazla. Özellikle Ruslar'ın tarihe bakışı ve coğrafyası. Coğrafyanın dikta ettiği dış politika. Bütün bunlarda Rusya'nın kendine özgü özellikleri vardır.
Çarlık'tan Sovyetler'e geçişde köklü değişim mi oldu?
Çarlık 1917'de dağıldı ama farklı bir şekilde Sovyetler Birliği kurularak ama aynı imparatorluk içinde yine Ruslar'ın egemenliğinde bir devlet kuruldu. Bu imparatorluk havasında yönetilen bir devlet değildi ama Ruslar açısından pek fazla değişen bir şey yoktu. Bir rejim değişikliği bir anlamda.
DAĞILMAKTAN KORKUYOR
Sovyetler çökünce?
1991'de Sovyetler Birliği çökünce bir anda 17 tane bağımsız devlet ortaya çıktı. Devletin devamlılığı anlamında baktığınızda imparatorluk bağlantısı o noktada koptu. Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle Rusya Federasyonu yapısının içinde otonom bölgeler ortaya çıktı. Çeçenistan veya Dağıstan gibi. Bu tabi Rusya'yı ciddi miktarda korkuttu. Hem imparatorluğu bir anlamda kaybetmişsin hem de ulus-devletin olarak gördüğün toprakları da kaybetme ihtimalin var.
Federatif bir durum var yani...
Federasyonun da ikinci bir dağılma tehlikesi oluştu. Bu olay Rusya'nın 1991'den bugüne kadar ve bügün dahi geçerli korkularından bir tanesidir. Yani Rusya'nın Sovyetler Birliği'nden sonra hatta bir adım daha geri getireyim 17 Ekim Devrimi birinci daralma, 1991 de ikinci dağılma ve üçüncüsünün gelme ihtimali hala Rusları korkutan bir unsurdur. Ruslar tarih boyunca birden fazla cepheli devlet olmanın endişesi ve korkusunu yaşamış bir devlettir.
Yani?
Sürekli Doğu ve Batı arasında gidip gelen bir güvenlik endişesi yaşamaktalar. 1917 Devrimi olmadan önce 1905'te Japonya Ruslar'ı Uzak Doğu'da darmadağın etti. Doğulu bir devlet, teknolojisi ve silah üstünlüğü ile o dönemin Rus Çarlığını darmadağın etti. 17 Ekim Devrimine giden süreç de böyle başladı.
17 Ekim Devrimi'ne Japonya'nın katkısı mı oldu?
Evet çok ciddi olarak katkısı oldu. Dolayısı ile Rusya'nın hem Doğu'dan hem de Batı'dan tehdit algısı vardır.
Rusya bu tehdit algılarına nasıl karşılık verdi?
Rusya için çok önemli bir unsur coğrafyadır. Coğrafi derinlik hatta. Rusya kendi güvenliğini sağlarken tarih boyunca iki yönteme başvurdu. Hem Çarlık hem Sovyetler Birliği'nde. Ve bu gün de Putin de aynı yöntemi uyguladı. Bunun iki unsuru vardır. İç ve dış güvenlik. İçerde istihbarat ve güvenlik örgütlerine dayanmak. Dolayısı ile halkları devlete bağlı olarak tutmak için iç güvenlik unsurlarını etkin bir şekilde tutmak. Bu algı Çarlık Dönemi'nden bugüne kadar gelir. CEKA'sı, KGB'si, FPS... İsimler değişse de aynı yapılardan söz ediyoruz.
Dış Güvenlik.
Dışarıda da coğrafyanın büyüklüğünü, tampon bölgeleri kullanarak kendisine alanlar üretmek. Bu politika tarih boyunca Rusya'yı bir kaç kez işgalden kurtardı. Çarlık Dönemi'nde Napolyon işgal etmeye kalktı. Ancak kış şartları nedeniyle geri çekilmek zorunda kaldı. Aslında coğrafyaya yenildi. Sovyetler Birliği döneminde Hitler Almanyası işgale kalkıştı. Leningrad Kuşatması Moskova önlerine kadar geldi fakat o da ağır kış şartları, coğrafya nedeniyle yenildi. Yani coğrafyadan dolayı yenildi. Dolayısı ile Rus anavatanının ötesinde bir takım toprakları kontrol etmek aslında güvenlik meselesi. Rus anavatanının güvenliği böyle sağlandı.
Ruslarda devlet algısı nasıldır?
Ruslar'ın inandığı bir şey var. Devletin ayakta kalmasını sağlamak için güçlü bir merkezi yönetim şart. Ruslarla konuştuğunuzda Medvedev'i fazla liberal buluyorlar. Yeltsin ultra-liberal, Gorbacov devleti dağıtan adam. Dolayısı ile Putin Rus kültürüne ve ruhuna uygun geliyor. Putin'in istihbarat geçmişi, güvenliği önceleyen yaklaşımı, sert tutumu, fazla emir politikası duruşu Rus kültürüne ve ortalama Rus halkına iyi geliyor.
Rus kültürü mü Putin'nin oluşturduğu?
Putin, Rus halkının kültürel kodlarına çok uygun bir lider. Ama bu kültür Putin ile doğmadı. Çarlık Dönemi'nde de merkezi ve sert bir yönetim vardı. Bu nedenle Rusya Federasyonunda ortalama pek çok halka sorduğunuzda Sovyetlerin çöküşü ve Putin iktidarına kadarki dönemi kayıp yıllar olarak görüyorlar.
SERBEST KAPİTALİZME SINIRLAMA GETİRDİ
Bugün Rusya, devletin gücünü, kudretini tekrar inşa mı ediyor?
Öyle olmaya başladı. Yakın döneme kadar petrol fiyatlarının etkisi de oldu bu inşaada. Putin iktidara geldikten sonra ekonomiye dönük iki şey yaptı. Yeltsin döneminde ekonominin yönetimini ele geçirmiş olan oligark denilen sınıfı kontrol altına almaya başladı. Putin'in ilk büyük mücadelesi buydu. Enerji konusunu çok akıllı bir şekilde kullandı. Rusya açısından ihraç edilebilecek en önemli ürünü enerji. Bunu devletin kontrolüne aldı . Devletin kontrolünden ziyade kendi kontrolüne aldı. Bu operasyonun bir kısmını devletleştirerek, bir kısmını da oligarkların üzerine giderek onları kendine bağladı. Bu hamle il ya oligarklar politika değiştirerek Putinci oldu, yada tasfiye edildiler.
Nasıl bir anlaşma yaptı?
Onlara 'Siyasete hiç bir şekilde karışmazsanız ve bizim ekonomik politikalarımıza destek verirseniz sizin zenginliğinizi tutmanıza imkan tanıyacağız' dedi. Bu tür kişileri bazen özerk bölgelerin başına vali olarak bile atadı. Bu işadamları kendi servetlerinden o bölgeye para harcamak zorunda kaldı.
Direnenlere ne oldu?
Buna uyum sağlamayan oligarkları tasfiye etti. Bir kısmı Batı'ya kaçtı. Bir kısmı tutuklandı hatta suikastlere uğradı. Bunlarla ülke ekonomisini kendisine bağlı bir hale getirdi. Ülke ekonomisini büyük ölcüde devletin kontrolüne aldı. Putin, Sovyetler Birliği dönemindeki gibi merkezi bir ekonomi değil ama kontrollü bir kapitalizm uyguluyor. Herşey merkeze bağlanarak ordan yürütülüyor. Bu olay Putin ve çevresini çok güçlü hale de getirdi.
ÇEÇENİSTAN DOMİNO ETKİSİ YAPACAKTI
Otonom yapılar ve bağımsızlık isteyenler oldu.
Bir takım federal yapıların bağımsızlık tehditlerine karşı Çeçenistan'da katliama varan bir müdahale yaptı. Çeçenistan bağımsızlığına kavuşsa idi tüm Kuzey Kafkasya'daki farklı etnik grupların oluşturduğu otonom yapıların hepsi bağımsızlığa doğru gitme ihtimalleri olacaktı. Çeçenistan domino taşı etkisi yaratacaktı.
Putin içte kontrolü sağladı mı?
KGB bağlantısı, iç güvenlik bağlantısı, ordu bağlantısı ile askeri ve siyasi boyutunu birleştirdi. Ekonomik boyutunu da oligarkların üzerine giderek sağladı. Yani içeriden gelebilecek bu tür tehditleri de Çeçenistan örneğinde olduğu gibi bertaraf etmiş oldu.
Bunun dışında geriye hangi mesele kalıyor?
Rus jeopolitiği dediğimiz nokta ortaya çıkıyor. Petrol fiyatları yükselince gelir elde etti. Yeniden bir güçlü devlet modeline girdi. 1991- 1994 arasında Rusya zayıflamıştı, çevre ülkelerde de sözünü dinletemez hale gelmişti. Artık süper güç değildi hatta büyük devlet olması bile tartışılır halde idi. Bu olay Rus elitleri açısından gurur kırıcı bir durum idi. Soğuk Savaş döneminde dünyanın iki süper gücünden biri olmuşlardı. Bunu tekrar arzuladılar. Putin iktidara geldikten sonra özellikle ikinci kez seçilince bunu devletin politikası haline getirdi. Rusya'nın yeniden süper bir güç olmasa da büyük bir güç olarak uluslararası arenada boy göstermesi planlandı.
Bunun için ne yaptı?
Batı'dan bütün talepleri beni dikkate almak zorundasınız demeye başladı. Kosova'nın geleceği konusunda da bana da sorulsun, Arap Baharı patladı benim de söz hakkım olmalı demeye başladı. Moskova'dan dünyaya bakarsanız, Batı bunları hep göz ardı etti. Batı Rusları küçümsedi, kendilerine eşit bir ortak olarak görmedi. Batıdan kasıt ABD ve onunla birlikte hareket eden NATO ülkeleri. Bu duyarsızlığa reaksiyon göstermeye başladı.
Nasıl bir reaksiyon gösterdi?
Önce rahatsızlıklarını uluslararası ortamda göstermeye başladı. Münih Güvenlik Konferansı'nda Putin tarihi bir konuşma yaptı. Bu dünya sistemi böyle gitmez. Küresel sistem ABD ve Batı'nın tekelinde olamaz dedi. Bir takım prensiplerden bahsediyorsunuz fakat bunları sadece kendi çıkarlarınıza göre uyguluyorsunuz. Önce yakın coğrafyasında daha sonra geniş coğrafyada bazı projeksiyonlarda bulundu. 2004 yılında Yakın Çevre Doktrinini hayata geçirdi.
Nedir o doktrin?
Bu biraz ABD'nin Soğuk savaş dönemindeki Montre Doktirinine benzer. Eski Sovyetler Birliği'nin parçası olmuş olan ülkelerde ,şu anki Rusya Federasyonu'nun yakın çevresinde Rusya'nın çıkarları vardır ve bunlar dikkate alınmalıdır. Günlük dile tercüme dersek ben Orta Asya'da, Kafkasya'da , Karadeniz'de ve eski Doğu Avrupa'da söz hakkı istiyorum. Bu alanda birincil devlet ben olmalıyım.
Ne yaptı?
2011 de ABD ile işbirliği yaparak tekrar Orta Asya'ya girdi. ABD, Orta Asya'da üsler kurdu ama aynı dönemde Ruslar da oraya girdiler. Sonra Amerikalılar oradan çıktı ama Rusya kaldı. Giderek kendine bağlı Güvenlik yapılanması oluşturmaya başladı. Çin'in önerisi olan SHANGAY İŞBİRLİĞİ örgütünü oluşturdular. Bu hareket Çin'den Kafkaslar'a kadar olan coğrafyayı da stabilize eden bir işbirliği oldu. Batıyı da bu bölgenin dışında tutmayı hedefledi. Aslında Batı'ya alternatif oluşturmaya çalışan bir yapı.
Daha sonra?
Aynı zamanda Rusya Ortak Güvenlik Teşkilatı'nı oluşturdu. Kendisine yakın devletlerin buna girmesini zorladı. Kazakistan, Kırgızistan, Ermenistan'ı buna zorla dahil etti.
Batı ne yapıyordu?
Bütün bunlar olurken Batı'da Avrupa Birliği'ni genişleterek Rusya'ya yaklaştı. Romanya ve Bulgaristan'ı AB'ye üye yaptılar. Daha sonra Baltık devletlerini AB'ye üye yaptılar.
Ukrayna sınırına mı geldi?
Ukrayna ve Gürcistan'a sıra geldi. Her iki devlet de Batı ile birlikte olma arzusunu belirtiyordu. Gürcistan hem AB'ye hem de NATO'ya girmek istiyordu.
Batı ile Rusya arasında rekabet bu alanda mı başladı?
Evet bu iki bölgede rekabet başladı? Rusya ile Batı arasında rekabet bu iki bölgede başladı. Batı Rusya açısından bakılırsa endişelerini gidermedi. Hatta Rusya'nın endişelerini artırıcı hareketlerde bulundu.
Ne yaptı?
11 Eylül'den sonra ABD Gürcistan'a askeri danışmala Ruslar'ı tedirgin etti. Hele Gürcistan'ın NATO'ya evrilmeye başlayınca Rusya'nın tedirginliği arttı. Bu endişelerini dile getirse de Batı bunu anlamadı yada anlamak istemedi. Batı Rusya'nın bu işleri çatışma noktasına getiremeyeceğini düşündü. Rusya ne yapacağını da 2008 yılında da gösterdi. Ruslar aylarca Gürcüleri çatışmaya davet etti, kışkırttı. Sınır ihlalleri, Gürcistan'dan ayrılmak isteyenlere destekler, sınırı aşan top mermilerinin atılması...
Gürcistan Rusya'nın tuzağına mı düştü?
Gürcistan Rusya'nın tahrikleri karşısında tuzağa düştü. Şakaşvili Güney Oretya'ya saldırı düzenledi. Bunu fırsat bilen Rusya Gürcistan topraklarına girdi. Durmak istediği noktada da durdu. Hem Apahazya ve Güney Osetya'nın Gürcistan'dan kopmasını sağladı. Ardından bağımsızlıklarını ilan ettiler ve Rusya bunları hemen tanıdı. Bu olay aynı anda Gürcistan'ın NATO'ya girme hayalinin de sonu oldu. Rusya ile savaş halinde olan bir ülkeyi NATO'ya almak çok tehlikeli bir durum oluşturacaktı. Böyle bir devleti NATO'ya almak NATO ile Rusya'nın savaşması demek olacaktı. Aynı şey AB için de geçerli oldu.
BURALARDAN BEN SORUMLUYUM
Bu ne anlama geldi?
Bu Rusya'nın Batı'ya verdiği çok önemli mesajı idi. Bu sınıra gelmeyeceksiniz. Buralardan ben sorumluyum. İşte Çarlık Rusyasından bugüne gelen bir devlet aklı var. Bunun başarısıdır bu aynı zamanda.
Rusya'nın askeri gücü nasıl?
Rusya'nın böylesi devlet aklı var ama askeri açıdan bakarsanız Batı yada ABD ile mücadele edebilecek durumu yoktur. Meseleyi oraya Rusya zaten getirmemeye çalışıyor. Gürcistan'da Batı ile savaşmadan istediğini elde etti ve istediği mesajı da verdi. Batı buna hazırsızlıksızdı, ikincisi de Batı buna karşılık verirse çatışma çıkmasını istemiyordu. Batı Gürcistan konusunda bir karşılık vermekte zorlandı.
Rusya bunu nasıl okudu?
Rusya 'Ben bu adımları attım Batı da buna karşılık veremedi' diyerek ikinci hamleye geçti ve 2014'te Ukrayna geldi. Ukrayna daha karmaşık bir durum. Gürcistan 20. Yüzyıl çatışması gibi gelişti. Ukrayna bundan farklı bir durum.
Nedir farkları?
Ukrayna'nın Doğusu daha fakir ve Rusya yanlısıdır, Batısı daha zengin ve Avrupa taraftarıdır. Kırım ise hepsinden farklı özelliklere sahiptir. İç gerilimler Rusya'nın işine geldi ve bunları kullandı.
Ukrayna'da Rusya nasıl bir plan uyguladı?
Bugün bizim hibrit tehdit değimiz şeyleri uyguladı. Radyo, televizyon istasyonları kurdu. Ukrayna halkına propaganda yayınları yaptı. İstihbarat örgütü ile Ukrayna'daki ayrılıkçıları kışkırttı. Onlara silah ve eğitim verdi. Bir kısım Rus askeri, bir kısım onların eğittiği kişler ve Rus silahları ile ülkede çatışma başlatıldı. Sivastopol'deki Rus askeri üssündeki askerler sahaya çıkarak Kırım'ı ele geçirdiler. Bir süre sonra da Kırım Rusya'ya ilhak edilmiş oldu.
Azınlıklar Rusya'nın politikası mıdır?
Rusya 'Dondurulmuş Çatışma alanları' hep üretti. Karabağ, Osetya gibi. Bunları gerektiğinde harekete geçirir. Bunlardan biri de Ukrayna oldu.
Rusya Orta Doğu'ya nasıl girdi?
Obama'nın gelişi ile ABD Orta Doğu'dan çekildi. Arap baharı ve Suriye'de çatışmalar başlayınca ABD buraya asker göndermek istemedi. Bütün bu olaylar Rusya'ya bölgede alan açmasına neden oldu. Suriye'de deniz üssü vardı onu genişletti. Başka bir yerde daha hava üssü kurdu ve o bölgeye de yerleşti.
1990'larda Rusya'nın dağılabileceği konuşulurken durum tersine mi döndü?
Rusya dağılması beklenirken bir anda sınırında tapon alanları oluşturdu daha sonra sınırlarından uzak yerlere de yerleşti. Ukrayna ve Kırım ile de Batı üzerinde baskı oluşturdu. Rusya şimdi küresel bir pazarlığın tarafı oldu.
Rusya, Gürcistan, Ukrayna ve Kırım tartışmasını gündemden çıkardı mı?
ABD'de Beyaz Saray'a Trump oturdu. Şimdi dünya ile konuşması gerekiyor. Rusya ile masaya oturunca konuşma nasıl geçecek?. Bu iş bir pazarlığa dönecek. İkinci dünya Savaşı ile İngiltere Orta Doğu'dan çekildi ve ABD yerleşti ve Arap baharına kadar bölgeyi kontrol etti. Şimdi o bölgede Rusya da var. Dolayısı ile bundan sonra ABD Orta Doğu'yu tek başına şekillendiren devlet olamayacak. Rusya artık bu bölgede söz sahibi ve müzakerenin bir tarafında olacak. Bu sadece Suriye değil. Sırada Irak var orada konuşulacak.
Rusya Gürcistan, Ukrayna ve Kırımdan sonra Orta Doğu'ya yerleşti. Batı Rusya'nın bu hamlelerini nasıl okuyor?
Batı uzun zamandan beri tek bir dille konuşamıyor. NATO olarak Rusya'ya bir karşılık da verebilmiş değil. NATO Doğu Avrupa ve Karadeniz'de yeniden bir yapılanmaya gidiyor. Müttefiklerini destekliyor asker gönderiyor. Ama çok geç kaldı. NATO bunu yaparken Rusya hem Karadeniz'de hakimiyetini ilan etti hem de Orta Doğu'ya yerleşti. ABD'nin ne dediğini ve ne yapmak istediğini hiç kimse bilmiyor.
Trump'ın Rusya politikası ile ABD'nin derin devleti arasında bir çatışma mı var?
Böylesi bir gerilim ve çatışma var. Klasik Amerika ya da Derin Amerika'nın geliştirdiği bir takım refleksler var. Amerikanın dünya hegomanyası planına karşı gelecek hiç bir değişimi istemiyorlar. Derin Amerika'nın değişmez politikası Rusya karşıtlığıdır.
Rusya Orta Doğu'ya yerleşince peki ne olacak?
Yüz yıl önce bu bölgede İngiltere, Fransa ve Osmanlı'nın oluşturduğu güç mücadelesi vardı. Daha sonra ABD bölgeye yerleşti. Bugün ABD bu alanı açınca Rusya bölgeye geldi. Bölgenin içine İran da geldi. İran aynı zamanda da Rusya ile işbirliği yapıyor. Dolayısı ile ABD'nin bölgeyi domine etmesinden önceki 1918 ile 1941 yılı arasındaki döneme benzer bölgede bir rekabet bekleniyor. Çok taraflı, çok bilinmeyenli gerilim ve çatışma dönemi olacak.
Çatışma savaşa mı neden olacak?
Suriye'de bir iç savaş var. Irak'ta deklere edilmemiş bir savaş sürüyor zaten. Suudi Arabistan'da ve bölgenin diğer ülkelerinde Arap Baharı ile başlayan bir gerginlik var. Filistin- İsrail sorunu çözülmüş değil. Ürdün'de Suriye'den göç eden mülteciler var ve ciddi sorunlara neden oluyor. Türkiye 20. yy da gerçekleştiremedi ama bugün Orta Doğu'nun içine girmek zorunda kaldı. İran devrim Muhafızları ile orada. Rusya üsleri ve askerleri ile bölgede. Süper güçler, bölgesel güçlerin hepsi orada. Çatışmalar devam edebilir.
Üçüncü Dünya Savaşı ihtimali var mı?
Ben Üçüncü Dünya Savaşı'nın bu bölgeden çıkma ihtimalini görmüyorum. Birinci Dünya Savaşı sömürge yerler yüzünden çıktı. Sömürge paylaşımı idi. Savaş o zaman kaçınılmazdı.
DÜNYA SAVAŞINA TRUMP POLİTİKASI KARAR VERECEK
Bugün de benzer bir durum yok mu? Küresel ekonomik kriz var?
Trump'a kenara koyarsak, Birinci ve İkinci dünya Savaşı'nı ortaya çıkaram dinamikler bugün yok. Ama Trump önemli. Trump'ın söylemleri Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'na giden dönemdeki ekonomik söylemleri andırıyor. Merkantalizm diye bir şey var, ekonomik milliyetçilik. 'Amerikan ekonomisini koruyacağım' diyor. Bunların ne kadarını yapacağını bilmiyoruz.
Yaparsa?
Çok tehlikeli boyutlar yaşanır. Birinci ve ikinci dünya savaşları da böyle çıkmıştı.
Ekonomik ve siyasi milliyetçilik yükselirse ?
Bunların ikisi bir araya gelirse tam 1930'lar dünyasına döneriz. O zaman bir dünya savaşına doğru gidebiliriz.
Neden bütün güçler Orta Doğu'da?
Birincisi Enerji. Bütün alternatif enerji imkanlarına rağmen bölge çok önemli. Bütün döngülerde enerji kontrolünü yapan dünyanın en güçlü devleti olur. Önce yelkenliler vardı. Bunu en iyi kullanan İngiltere idi ve dünyaya hükmediyordu. Sonra kömür, kömürü de kontrol eden İngiltere idi. Sonra çelik ve petrol. Petrolü kontrol eden dünya hakimiyetine oynayabiliyor. Çünkü üretimini artırabiliyor, başka ülkeleri kontrol edebiliyor.
İkincisi?
Orta Doğu'da hala sınırlar, kimlikler oturmadı. Yani Avrupa gibi değil. Orada sınırlar şu yada bu şekilde kabul ediliyor. Avrupa'da bu anlamda bir oturmuşluk var, Güney Amerika'da da buna benzer bir durum var. Hatta Asya'nın önemli bir kesiminde ciddi bir sınır tartışması yok. Oturmamış yer Afrika ve Orta Doğu. Mevcut devletlerden eziyet gören, memnun olmayan azınlık gruplar var ve ayrılmak istiyorlar. Veya X devletinin Y devleti içinde uzantıları var. Bir de mezhep savaşı gündeme geldi.
Suriye ne olacak?
Bence Suriye savaşı en basitinden 10 yıl daha böyle gidecek. Çatışma dinamiklerinden ders alırsak, 1988 İran- Irak Savaşı, 1991 Körfez Savaşı ve 2003 ABD'nin Irak'ı işgali. Peki Irak devleti oturdu mu? Irak'ta savaş hala devam ediyor. Hala tartışmalar var ve Kürtler ayrı bir devlet kurmak istiyor. Irak'a bakarsanız Suriye'de farklı bir şeyin olmasını beklemenin anlamı yok. Kaldı ki Suriye Irak'tan daha karmaşık.
Savaşın devam etmesi savaş sanayinin işine gelmiyor mu?
Ruslar Hazar Denizi'nden Suriye'ye füze attı. Bunca askeri, uçağı olmasına rağmen Hazar'dan füze attı. Çünkü Rusya füzeyi denedi. Hem denedi hem de Batı'ya 'Yapabiliyorum' demek istedi. Sadece Rusya değil. Türkiye de silah sanayinde önemli hamleler yapmaya başladı. Tanklar füzeler üretmeye başladı. Mesela şehir savaşı deneyimi de elde etti Türk Silahlı Kuvvetler.
Radikal unsurlar sadece Suriye'den mi çıkıyor?
Suriye'ye giden radikal örgütler Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda. Bu ülkelerden en çok radikal örgüt militanları Suriye'ye gidiyor. Türkiye'den daha fazla bunlar. Türkiye neticede sınır boyunda İslam ülkesi.
ABD Afganistan'da mücahitleri destekledi. Onlar daha sonra El- Kaide Terör Örgütü olarak etrafa saldırıyor. Terörü Batı üretmiyor mu?
Tabi ki Afganistan'da selefi cihadistlerin, Usama Bin Ladinlerin ortaya çıkmasında ABD'nin çok büyük katkısı oldu. Rambo filmi yapıldı herkes heyecanlandı. 1978 Olimpiyatlarını kimler boykot etti?
Niye desteklediler?
Çünkü Sovyetler Birliği Soğuk savaş döneminin büyük düşmanı idi. ABD, Sovyetler'in Afganistan'da çamura saplanmasının kendisi ve Batı için iyi olacağını düşündü. Bunun yolu olarak da Sovyetlere karşı direnenlere destek olmaktı. Sonunda istenen oldu ve Sovyetler oradan çekilerek, Sovyetler'in çöküşü de oradan başladı.
Türkiye, Rusya ile yaşadığı uçak krizi sonrasında NATO'dan neden destek alamadı?
2014'ten beri Ruslar ihlalleri yapıyor ama NATO'da buna karşılık bir metodoli geliştirdi. NATO uçak düşürmedi. Uluslarası ilişkilerde yazılı olmayan anlaşmalar vardır. NATO ile Rusya kafa kafaya gelirse, Rusya'nın NATO ile başa çıkması mümkün değil. Lider ülkeler çatışmaya girecekse bu çatışmanın ne zaman nerede olacağını kendisi belirlemek ister. Dolayısı ile Türkiye'den dolayı çatışmaya girmek istemez. Rusya bu gerilimleri çok iyi kullandı. Rusya uzun zamandır NATO içinde bir zaafiyet oluşturmaya çalışıyor. NATO toplantıları öncesinde belirli açıklamalar yaparak rahatsızlıklarını dile getirdi. Bunların Almanya üzerinde etkin olduğunu gördük. Eski Almanya Şansölyesi'nin enerji şirketine danışman olmasını gördük. Almanya, Ukrayna ve Gürcistan'ın Nato üyeliğine ilerlemesine engel oldu. Fransa ile de böyle yakın ilişkiler kurdu. Şimdi Türkiye üzerine giderek belirli avantajlar elde etmeye çalışıyor.
Rusya'nın PYD ile poz vermesi ne anlama geliyor?
ABD ne demek istiyorsa Rusya'da onu yapıyor. 'Burada biz varız buraya girme' diyorlar. Türkiye de 'Ben de burada bir oyuncuyum ve ben de varım' diyor. Kısa vadede Irak'ın kuzeyi ile Suriye'nin kuzeyinin birleşeceğini düşünmüyorum. Başka ülkelerin de buna izin vereceğini sanmıyorum.
DEAŞ bölgeden temizlenince sorunlar bitecek mi?
ABD ile Rusya arasında zımni bir anlaşma olduğunu düşünüyorum. Suriye'nin orta uzun geleceğinde Esad olmayacaktır. Ama orada Baas olabilir. Amerika Irak'ta yaptığı hatayı Suriye'de yapmak istemiyor. Esad olmayabilir ama Baas rejiminden daha fazla insanı kucaklayan bir kişi olabilir. Bütün bunları yaparken Suriye'nin tek parça kalması zor olabilir.
Şangay Örgütü oluşuyor. Dünya iki kutba dönebilir mi?
İki kutuptan ziyade çok kutupluluk olacakmış gibi bir durum var. İki kutup liderinin diğer liderlerden ayrışmış olması gerekir. ABD bunu yapabiliyor ama ikinci bir kutup lideri şu an yok. Rusya ya da Çin gözükmüyor. Liderlik sadece silah gücü ile olmuyor. Kültürel olarak çekici olacak, ekonomisi gayet iyi olacak. Şu anki görüntü çok kutupluluk. ABD, Çin, Rusya, AB kalabilirse yada Almanya...
Bugün yaşamakta olduğumuz küresel siyaseti, tarihte hangi döneme benzetiyorsunuz?
19. Yüzyıl'a çok benziyor. O zaman da böyle kutuplar vardı. geleceğin belirsizliği açısından o döneme çok benziyor.
HERKESE AYNI MESAJ
ABD Suriye'yi neden vurdu?
Suriye rejimi kimyasal silah kullanması dünya kamuoyunda tepkiye neden oldu. Hatırlarsasınız Obama kimyasal silah kullanımını kırmızı çizgi olarak belirlemişti. Ama hiç bir şey yapmadı. Seçim sürecinde Trump bu konuyu çok defa eleştirmişti. Diğer bir konu ABD iç siyasetinde Trump sıkıntılı. Ulusal Güvenkik Danışmanı ve Stratejistini kaybetti. İç kamuoyunda güven kaybı yaşarken gözleri dışarıya yöneltmenin iyi olacağını düşündü. Bütün bunları yaparak dünyaya olumlu mesaj verdi. İç kamuoyundaki tartışmaları dışarıya yöneltti.
Rusya'ya ne mesaj verdi?
Rusya, ABD'nin Suriye politikasından yada boşluğundan yararlanıp Suriye merkezli Orta Doğu'ya yerleşti. Rusya ve İran birlikte Suriye'nin Batı kısmını kontrol ederken, ABD de Doğu ve Kuzey tarafını (Kürtler aracılığı ile) kontrol ediyor. ABD, Rusya'ya 'Bir boşluk nedeniyle buraya geldin. Karadeniz'den sonra bu bölgeye girmiş olsan da burada birincil sorumlu benim. Senin kontrol ettiğin hava sahasını geçerek bombalama yaptım. Bu bölgede hala ben birincil söz hakkına sahibim mesajı verdi.
Suriye rejimine de mesaj var mıydı?
ABD, 'Her ne kadar Esad ile geçiş dönemini kabul ettiysem de, kimyasal saldırı yaparsan buna sessiz kalmam. Gerektiği zaman sana direk müdahale ederim' dedi. Füze ile vurulan yere baktığınızda amaç mesaj vermekti. Yoksa rejime zarar vermek isteseydi Şam çevresindeki önemli yerleri vurabilirdi. Aslında biraz da dünya kamuoyunun gazını almış oldu. Herkese ayrı ayrı mesaj verdi.
Bundan sonra ne olur?
Bundan sonra Suriye ile ilgili çok ciddi bir gelişme olmaz. Füze saldırısı herkese bir mesaj niteliğinde idi. Buna benzer durum olmadıkça böylesi operasyonların olacağını düşünmüyorum. Trump açısından bu saldırı biraz sürpriz oldu. Böyle bir planı yoktu. Biraz zorunluluktan oldu. Trump'ın hala dış politikası belli değil. Bunu açıklayıp açıklamayacağını hala bilmiyoruz. Bu olay ABD'nin Suriye'deki politikasının değiştiği anlamına gelmez.
KIRIM PLANLARI
Kırım'ın ilhak edilmesinin Rusya ve bölge açısından önemi nedir?
Kırım dünya politiği ve Rus jeopolitiği açısında çok önemli bir yerdir. Soğuk savaş sonrasından sonra ilk kez uluslararası prensipler Kırım'da net bir şekilde ihlal edildi. Tek taraflı güç kullanılarak topraklar işgal edilmiştir. Buna ne Batı ne de dünya bir karşılık veremedi. Rusya Kırım'ı alınca Karadeniz coğrafyasında 18-19 Yüzyıl'a varan planını gerçekleştirdi.
Nasıl bir plan?
Tüm Karadeniz coğrafyasının kontrolü ile Türk Boğazları üzerinden güneye Karadeniz'in Batısı ile Orta Avrupa'ya doğru uzanabilecek bir nüfuz alanı oluşturuldu. Bu 17. Yüzyıl'dan sonra Rusya'nın başlattığı mücadeledir. Birinci Dünya Savaşı'nın önemli bir kısmı bunun içindir. Kırım Savaşı da bunun için yapılmıştır. Osmanlı için Doğu Sorunu denmesinin nedeni de budur. Kırım bütün bu coğrafyanın kontrolünü çok kolay bir şekilde sağlamaktadır.
Kırım ilhakı bölgeye nasıl yansıdı?
Rusya bugün Karadeniz'in yarısından fazlasını kontrol etmektedir. Kırım'ı alarak deniz doktrini güçlendirdi. 2016 yılı sonunda Rusya 'Karadeniz'deki en büyük deniz gücü biziz' diye ilan etti. Kırım'a yerleştirdiği savunma sistemleri ile karadan deniz sahalarının kontrolünü sağlayan sisteme geçti. S-300, S-400'ler yerleştirdi. Hava ve deniz sahasını Kırım üzerinden kontrolünü sağladı.
Bu ne anlama geliyor?
Bu sahaya Rusya izin vermediği sürece hiç kimse giremez demek oluyor. Karadeniz coğrafyasında güçlerin Rusya dışındaki güçlerin rahat hareket etmesini engeleyen bir durum oluşturdu. Bu Karadeniz'in kontrolünü sağlarken, Doğu Avrupa'ya yönelik bir güç projeksiyonu anlamına geliyor. (Takvim)